Header Ads Widget

test banner

Kafası Karışanlar için Ebuseleme Gülen Olayı

Ebuseleme Gülen, Mesih Gülen’in oğlu. Mesih Gülen de Fethullah Gülen’in kardeşi yani bu kişi Gülen’in yeğeni oluyor. Kardeşleri Muaz ve Selman Gülen. Muaz Gülen’de 2020 yılında eleştirel tweetler atmıştı ve deli denerek susturulmuştu. Muaz Gülen, en büyükleri. Ve Ebuseleme, abisinin çocukluğundan beri sürekli dayak yediğini ve travmaları olduğunu söylüyor. Bu konunun detayları ileride ortaya çıkar.

Peki neden 8 yıl sonra Ebuseleme Gülen ortaya çıkıp konuştu?

Bu kişi bazı şeylere şahit olmuş ve Darbeden sonra bunları ilk kez tweet atmış sonra silmiş. Ara ara böyle tweetler atmış ama hiçbiri haber olmadı. Yani 8 yıl sonra konuşmuyor. Daha önce konuşmuş. Susturmaya çalışmışlar. Ben Türkiye’ye dönüp teslim olacağım bildiğim her şeyi anlatacağım diye evden kaçmaya çalışıyor, hastaneye kapatıyorlar. Hastanede Cemaatin toplantılarına katılan bir Mısırlı doktor bunun psikolojisi bozuk diye onu hastanede tutuyor. Sonradan Rus bir doktor gelince ona psikolojim iyi diye her şeyi anlatıyor. Bu yapı Kült deyip olayları anlatıyor, Rus doktor olayı anlayınca onu bırakıyor.

8 yıldır psikolojisinin bozuk olduğunu söylüyor. Türkiye’de Mahrem hizmetleri hiç bilmeyen onca insan hapis yatıp işinden olurken, bu bildikleri ona ağır yük oluyor ve 4 antidepresan içiyor, eşinden boşanıyor, işini bırakıyor.

Peki ona ağır gelen ve şahit olduğu şeyler neler?

Darbeden önce 3 tane olaya şahit olmuş. Darbeden sonra da 2 tane olaya şahit olmuş.


1. Darbeden önce Ebuseleme Gülen’den, Tayyip Erdoğan’ı şeytan gösterecek bir oyun istiyorlar. Bunun için 20 milyon dolar bütçe hazırlanmış. TSK biriminin altında oyun birimi var. Onun başına getiriliyor. TSK imamı Adil Öksüz’den görevin detayını alıyor. Adil Öksüz ve Ebuseleme Gülen arasında aracılık yapan da Adil Öksüz’ün eniştesi Ali Sami Yıldırım. Bu oyunun da 17 Temmuz’a hazır olması isteniyor. Tarih çok önemli tam o zaman bitirin asıl hatlarını diyorlar. Playstation oyunu.

Oyunun amacı da gençlere şimdiden Erdoğan’ı kötü göstererek 20 sene sonranın planını yapıyorlar. 20 sene sonra bile bu dönemin gençleri büyüyünce Erdoğan’dan nefret etsin kendi çocuklarını öyle yetiştirsin. Plan bu. Bu oyunu yabancılara da açmak istiyorlar, bu adama darbe yapıldı ama işte o darbe haklıydı mesajını gençlerin kafasına oturtmak istiyorlar.

Adil Öksüz bunlara görevi tebliğ ettikten sonra, Gülen’in yanına gidiyorlar. Gülen’e takdim ediliyor görevi bu arkadaşlara verdik diye. Gülen’den bu işten haberdar. Orda bir tepki veriyor işte niye aileden biri diye, çünkü Gülen takip edilir diye tahminim ailesini bulaştırmak istemiyor bu işlere.

Gülen, orada Ebuseleme’ye “arkadaşlar bir şey planlamış, yakında Türkiye'deki bütün kurumlar el değiştirecek siz de çok önemli kurumlara geleceksiniz, bunlar olduğunda sakın bunları bizim arkadaşların yaptığını belli etmeyin” diyor. Yani oyunu bizim yaptığımız bilinmesin diyor. ---Yorumum: Darbe başarılı olsa ve tüm kurumlar Gülen'in kontrolüne geçse dahi, asla üstlenmeyecekleri bir darbe girişimini, başarısız olması üzerine Gülen'in üstlenmesini bekliyorlar. Asla üstlenmeyecek---

Darbeden sonra yanına gidiyor hocam devam edeyim mi diyor. Gülen’in rengi atıyor, “sakın sakın hemen o projeleri rafa kaldırıyorsunuz, bir daha o adamın adını ağzınıza almıyorsunuz” diyor.

İkinci şahit olduğu şey: Darbeden önce Ali Sami Yıldırım, Ebuseleme, Doktor Ali otururlarken, Doktor Ali merak etme Hulusi paşa bizi kurtaracak diyor. Ebuseleme ne demek yani darbe mi falan diyince, yok canım diye gülüp geçiştiriyorlar

Üçüncü şahit
olduğu şeyse Barbaros Kocayurt’un telefonda görüntülü arama yaparken, karşısındaki kişiye Barbaros’un “Paşam hürmetler, selamün aleyküm. Sizleri çok seviyoruz. İnşallah yakında bu zalimlerden kurtulacağız Bütün Türkiye bayram edecek. Sizin de sayenizde az kaldı inşallah.biz sizle farklı siyasi görüşlerden gözüksek bile bu vatanın öz evlatları aslında biziz” demesi. Barbaros Kocayurt Cemaat yöneticilerden en tepedeki ilk 5’teki kişilerden biri.

Darbeden sonra ise 2 tane anısı var:

1. 2018’de tekrardan oyun birimi ondan bir oyun istiyor. Bu sefer oyun birimin başında Hüseyin Dalan isimli eski Fas imam yardımcısı var. Bu kişi deniz kuvvetleri mahrem imamlarından, şu an yurtdışında firari olan Tümamiral Mustafa Zeki Uğurlu’nun mahrem abisi, Mustafa Özcan’ın adamlarından. Mahrem abi şu demek, bu kişi Tümamiral Mustafa Zeki Uğurlu’ya sohbet falan vermiyor cemaatçilerin dediği gibi, onun üstü bir korgeneral gibi emir veriyor. Amiral Uğurlu, bu kişiye TSK içindeki gizli belgelerin fotokopilerini alıp getiriyor. Amiral Uğurlu’dan sorumlu başka bir abi itirafçı olup bu şekilde ifade vermiş. Bir amiral niye bunu yapar? Çünkü ona küçüklüğünden beri abilerinin en iyisni bildiği ve itaat etmesi gerektiği öğretilmiş. Onun için Abiler, Fethullah Gülen’in temsilcisi, Gülen’den gelen emir gibi itaat etmeli sorgulamamalı. Hüseyin Dalan ile ilgili Önder Aytaç birçok belge paylaştı. Fas’taki öğretmenlerin maaşlarını ödemeyip para yok diye, paraları Mustafa Özcan’ın emriyle mahrem birime aktarmış darbeden önce. Bunu Özcan tüm dünyada yapmış.

Bu istedikleri oyun Meral Akşener’e karşı onu kötü gösterecek, iğrenç bir oyun. İsmi “Meral’i gıdıkla” Meral Akşener’e tokat atıyorsun, küfrediyorsun ve daha birçok iğrençlik. Buradaki amaç da bu oyunu AKP yaptırdı gibi gösterip, Akp’lilerin bu kadar olmaz diyerek İyi partiye geçmesini sağlamak. 2018’de hala bunu planlayan bir yapı var ve buna bütçe aktarıyor.

Gene aynı şekilde bir oyun yapmışlar. Bu oyunda da bilgi yarışması gibi sorular var, sorular Erzurumlu darbeci şerefsiz kimdir şeklinde. Bu hazırladıkları oyunu da AKP hazırlamış gibi gösterip AKP hesaplarından yaymışlar. Buradaki amaç da kendi cemaat kitlelerine bakın oyunlarında bize neler diyorlar bize hakaret ediyorlar diyebilmek. Yani AKP içine sızıp AKP yapmış gibi bir oyun yapıp o oyunla kendilerine sövdürüyorlar.

Bu oyunlardan da Gülen’in haberi ve izin veriyor. Ebuseleme’ye bu şekilde diyorlar

2. anısı ise Ebuseleme dayanamıyor artık Gülen’in sessizliğine ve mektup yazıyor, konuşmak istiyor. En son yanına gidiyor ve Adil Öksüz’ü tanımam dedin hocam bunları bunları konuştuk noluyor diyor. Gülen de ona “napayım beni de kandırdılar elimden bir şey gelmiyor” diyor. Gülen yalana devam ediyor bana göre. Ebuseleme de zaten Ruşen Çakır ile yaptığı röportajda, onun elinden bir şey gelmeyecek de bizim mi gelecek kimin gelecek diye tepkisini gösteriyor.

Ebuseleme ayrıca Cevdet Türkyolu (Gülen’in sağ kolu, koruması, sekreteri) Gülen’i kaçırdı artık kampta değil diyor. Bu sayede Gülen’in aslında kampta olmadığını tüm herkes öğreniyor. Bunun üzerine Cemaat yönetimi açıklama yapmak zorunda kalıyor. Doktor ısrar etti daha havadar bir yere götürdük diye. Yani Ebuseleme yazmasa kimse durumu bilmiyormuş, cemaat üyesi insanlar da bilmiyormuş. Ebuseleme artık Gülen’in çok yaşlandığını Cevdet Türkyolu’nun onu kontrol ettiğini söylüyor. Daha iyi kontrol etmek için de başka bir müstakil eve geçtiler diyor. Şu an bu yapı Cevdet Türkyolu, Mustafa Özcan ve Barbaros Kocayurt’un kontrolüne geçmiş görünüyorlar. Gülen bunamış, konuşamıyor. Konuşamadığını Ahmet Kurucan’ın yazısından anlıyoruz. Yanına gittik sadece dua istedik dudakları kıpırdadı yazmış çünkü. Cevdet Türkyol’u herkesin zarfını veriyor. Zarf cemaat jargonunda kişiye aylık verilen maaş. Kasa şu an Cevdet Türkyolu’nda herkes onun eline bakıyor. Her ne kadar biz Gülen’i istiharat etsin diye başka yere götürdük dese de Ekrem Dumanlı yayın yapıp suikast şüphesi vardı diyor. Sonra sürekli kafile halinde Gülen’i ziyaret ediyorlar ve yazı yazıyorlar. Ayrıca Ebuseleme diyor ki, kamptayken zaten Gülen’i ziyaret kısıtlanmıştı. Herkes girip çıkamıyordu ki diyor. Başka yere gerek yoktu diyor.

Ebuseleme ben yaşayamıyorum, Türkiye’de insanlar hapisteyken onlar bir şey bilmezken, asıl ben bildiğim şeylerden dolayı yaşamıyorum diyor. Vicdanım el vermiyor diyor. Babam aynı şekilde kanser oldu diyor. Ama hiçbir abi, üzülmedi üzülmüyor çağ kebabı yiyorlar diyor. Bu süreçte darbeyi onlar yaptı, faturayı, bedelini Türkiye’dekiler ödüyor ve onların umurunda değil diyor.

Ebuseleme’yi kötülemek için kanser babasını konuşturuyorlar zorla. O videoda kanser babayı oğlunun aleyhine zorla konuşturuyorlar. Ebuseleme de işte Fetö bu kadar merhametsizdir diyor. Fetö derken ama bu yapı içinde Suç işleyen yönetici ekibi kastediyor. Babanın zorla konuşturulduğunu şurdan anlıyoruz. Baba arkadaşlar bana bakıyor, şikayetim yok onlar olmasa kim bana bakar tarzı şeyler diyor ve onları da üzdüm hakkınızı helal edin diye minnetli konuşuyor.

Ebusele diyor ki: Adil Öksüz’ü tanıyoruz, neden bir şey yapılmıyor. Gerçekler neden söylenmiyor. En baştan gidip 100 adam biz yaptık diye yatsaydık ne olurdu yani 8 sene geçti insanlar ölüyor, kanser oluyor. Aynı şekilde Ruşen Çakır’ın yayınında:

“Devlete de ki biz kendi içimizde bulabildiklerimiz bunlardır(darbeye karışan) lütfen değerlendirin nedir abi bir uçak ya en öne ben oturacağım amcamın elini tutacağım 200 adam bineceğiz uçağa gideceğiz olay bu kadar basit 8 yıldır boşu boşuna insanlar çile çekiyor ya İnsaf”

“Devletin yetkililerine sesleniyorum ya konsolosluktan istihbarattan bir ekip kurup göndersinler Bizimkiler de kabul etsin bir iç şey yapsınlar soruşturma devamında da diyorum ya bir uçak dolusu adama Türkiye’ye göndereceksiniz ve bütün bu mesele bitecek abi bitecek ya masum o insanlar herkes biliyor bunları bunu istiyorum ben binelim buradan gidelim Nerede bu abilerin cesareti Hani Cemaat için hani hocamız için hani hizmet için Ölürüz canımızı veririz diyorlardı Hani vermiyorlar hiçbir şey abi gördün yanaklarını Barbie’nin lımbır lımbır sallanıyor.”


“Ne yapacağız bir 8 yıl daha o masumları her gün operasyonlarla devletim içeri mi alacak. Yazık değil mi bu insanlara devletim memuruna Yazık mesaisine yazık abi götür getir cezaevi aracıyla benzinine yazık ya herkes biliyor bu insanların %99 belki bilmiyorum oranı hep Temiz insanlar ya pişmanlar belki de Lanet olsun o işte BankAsya’ya üye olduğum güne diye lanet ediyor. Belki anlatabiliyor muyum pişman ama fırsat vermiyor ki devlet abi herkesi içer atıyor.” Dedi

Zaman Gazetesi eski GYY yönetmeni Mahmut Çebi, bu işe, ben varım dedi. Vefat eden Mehmet Ali Şengül de 2016’da Türkiye’ye dönelim diye yazmış ama yazısı sansürlenmiş.

Ebuseleme’nin konuşma nedeni tek cümle ile, bu cemaatin içinde bir fetö var bir dini cemaat var. Erdoğan’ın başta dediği gibi ibadet, ticaret, ihanet. İhanet fetö kesimi her şeyi yaptı ve kaçtı. Olan burada kalan, hiçbir şey bilmeyenlere oluyor.

1999’da Fethullah Gülen’in Reha Muhtar’ın programına bağlanıp şunları dediğini biliyoruz:

“Ölürsem Türkiye’de ölürüm. En büyük sıkıntım şu anda Türkiye’de olmamak. Hatta bu mevzuda, yapacağım bazı görüşmeler nedeniyle Türkiye’de olmamın daha yararlı olacağını düşünüyorum. Geleceğim. Devlet idam verirse verecek. Ahireti bin can ile arzu eden insanım. Öyle bir şey olursa, bayram sevinci gibi bağrıma basar rabbime yürürüm.”

Ebuseleme’de farklı bir şey demiyor. İçimizden madem darbeye bulaşan var onları da alacağız, ben de kandırıldım diyen amcam Gülen’i de alacağım ve biz 100 kişi geldik teslim olduk yargılayın bizi her şey ortaya çıksın ama bu işi bilmeyenleri bırakın diyeceğiz diyor. Gayet mertçe dürüstçe ve Gülen’in 1999’da dediği sözlere göre yapması gereken şey bu. “Önden kaçan atlılar” sıfatı almak istemeyen gelir bunu yapar. Ebuseleme yukarıda dediğim şeylere şahit olduğu için vicdanen sorumlu hissediyor, Meriç’te her ölüm haberinden sonra benim milyonda bir bildiğimi bilmeyen insanlar bedel ödüyor diyor, sonra kamptaki toplantıları takip ediyor acaba ne karar alacaklar diye. Bakıyor bir toplantı bitiyor öbürü oluyor, çağ kebabı söyleyip yiyorlar bu meseleler hiç konuşulmuyor. Gülen’in de artık konuşamadığını bir şey yapması artık mümkün olmadığını ve kaçırıldığını görünce de patlıyor. Eskiden de patlamış sürekli kontrol altında tutmuşlar.

Ebuseleme’nin tek zayıf karnı, 2018'de para için oyun işine dahil olması. Kabul ediyor hatasını, Türkiye’ye gidip yargılanmaya hazır. Kendini aziz göstermiyor. Bir anda bu noktaya gelmemiş, oda konduramamış bir süre, git-geller çıkmazlara girmiş. Hocam yapmaz demiş vs.

Son olarak Ebuseleme'nin Gülen'e yazdığı mektubu Ahmet Dönmez paylaştı. Mektup aşağıdadır. Mektupta da birçok acı detay var.




Yorumum:

Şimdi devlet kapıları kapatınca, örgüt dağılmadı, insanlar hapislerde iyice fanatikleşti. Devletin bunları rehabilite etme planı da yok. Örgütün asıl yöneticileri kaçtı yeniden organize oldular, milyon dolarları aktararak 15 Temmuz tiyatrodur söylemini yaydılar.

Fetö ile mücadele için üst bir kurul kurulup, nasıl bu adamlar 20 sene sonrayı planlıyor, bir strateji belirleyip ona göre mücadele etmek gerekiyor. Aksi halde, suç işlemeyen taban dediğimiz kesim hapse girdi ve çıktılar ve bu insanlar hala örgüt propagandasının altında çünkü devlet örgütün propagandasını kıracak karşı bir sağlıklı bilgilendirme yapmıyor. Örgüt milyon dolarlar aktarıyorsa bu işe devletin bütçesinden ne kadar harcanıyor? Milyonlarca insan işinden oldu içeri girdi çıktı, bunlar ne olacak? Bu kişiler örgütün etkisinden nasıl çıkaracılacak, bir plan lazım yoksa yeniden yapılanırlar. Bu kişileri de örgüt kullanmaya devam eder. Geçmişe yönelik işlerini kaybetmeleri, sağlıklarını kaybetmeleri 6 sene içerde yatmalarını telafi edecek bir şey kalmadı, bari ruhları özgür olsun. Devlet tekrardan kapısını açıp sahip çıksın. En az yarısı pişman tövbe etmiş yeniden yapılanmaya girmiyor, hesap soruyor, eleştiriyor. Rehabilete demek, suç işlemeyen birine haklarını vermek, örgütten ayrılmasını sağlamak ve ayrılma sürecinde yaşayacağı şokları hafif atlatması için sağlıklı bilgilendirme yapmak demek. Mücadele demek ise, suç işlemeyen ama hala bu yapıda kalan kişileri oradan kurtarmak ve gerçek suçluları Türkiye’ye getirmek demek. Buradaki nihai hedef Fethullah Gülen diye biri hiç dünyaya gelmeseydi Türkiye şu an nerde olursa, o noktaya ulaşmaya çalışmak. Bu örgütün verdiği zararı minimum noktaya getirmek. Yeniden yapılanmalarından çekinme sebebim yeniden yapılanınca Türkiye milleti ve devletine verecekler çok bir zarar yok oraya 1 zarar verirlerse kendi tabanına 1000 zarar verecek, onların parasını zamanını hayallerini çalacak. Paraları toplayıp çağ kebabı yiyecekler.

Bir an önce bir şeyler yapılmalı. Zor mu? Değil. 80 milyonun isteyeceği bir şey, bu adam hiç yaşamasa olacağımız noktaya gelelim. Olabildiğince insan merkezli bir mücadele yapalım. Örgütün propagandası kırılırsa zaten ve devlet kapıları açarsa, kitleler halinde binlerce kişi kopar bu yapıdan. Adnan Oktar örgütü için de aynısı geçerli, orada örgüt üyesi yerine örgütün tabanına örgütün mağduru denildi ve insanlar itirafçı olmaya başladı. Aynı şey bun yapıda da var terörist denilen örgüt tabanı aslında örgütün mağduru. Şöyle bir tablo düşünebiliriz bu tepe yönetim örgütün tabanını sizin üstünüze itiyor ve olan size ve tabandakine oluyor çarpıştığınızda. Yani vatan evladını vatan evladına kırdırıyorlar. PKK’da da aynısı yok mu. DHKP-C’de de aynısı olmadı mı. 1980 öncesi sağ-sol kavgasında da aynısı olmadı mı? Ne dedik? Bir daha olmaz bir daha asla. Ama sürekli aynısı oluyor. Amerikan’ın planı bu diyoruz, ama biz de o planın bir figüranı olduğumuzu Amerikan’a yaracak şekilde iç çatışma yaptığımızı kabul etmiyoruz. İç savaşın kazanını olmaz, 40 yıllık nesil heba oldu diyoruz. O insanları tespit edip işten atmak bir zafer değil ki, gene Amerika mutlu, müthiş bir darbe vurdu. O zaman ne yapacağız? 40 yıllık nesli geri kazanacağız. Ben Kripto Fetöcüler gibi AİHM kararını uygula döndür herkesi göreve demiyorum. Hukuku uygula demiyorum. Bu tarz söylemler HDP’nin barış gelsin kardeş katli bitsin annalar ağlamasın söylemi ile aynı. Takiye bunlar. Amaç tam tersi tekrardan yapılanıp tekrar bir iç savaşa girmek. Başka bir yol mümkün ama. Hem tabanı kurtaracak hem devleti koruyacak bir 3. yol mümkün. Hem onların mağduriyeti giderecek hem devletin güvenliğini zedelemeyecek bir yol. O yol da Kült yapılarla stratejik mücadeledir. Bunun için en tepeden start tuşuna basılıp üst bir kurul kurulmalı. Ne toplu iade, ne toplu ihraç çözüm değil. Biz de 40 sene sonrasını düşünüp plan yapacağız. Onlar yapıyorsa biz de yapabiliriz. Ama devletin en tepeden bunu başlatması şart. Sivilde bireyler bunu yapamaz. Sivilde insanların yapacağı 1–2 kişiye merhem olmak. Bu yara PKK yarası gibi büyür büyür 40 sene sürer bitmez. PKK’da yaşadık işte bitmiyor, bitmeyen ne? Dağdaki sayı mı? Hayır. Bölgedeki çoğunluğun PKK’nın ve HDP’nin tabanı olup, Öcalan’ı suçlu görmemesi. Aynı Cemaatteki gibi. Öyle bir kitle var orada, burada da var aynı kitle. Buradakinin sayısı az diye (cemaati diyorum) hepsi içeri atıldı geçti, yarısının fikri değişmedi, ya yurtdışına gidecek ya da burada devam edecek. Aynı süreç devam eder gider böyle. Derin devlete inanmıyorum, ne devlet var ne derini. Birkaç kişi Erdoğan’ı ikna eder, Bahçeli’yi ikna eder. O zaman bir karar ile o devlet aklı gelir.

Ahmet
Twitter: @a_wolfenstein
author

"Sorumluluk Reddi" Konusunda Önemli Bilgilendirme:

Münferit Fikir Platformunda yazılan tüm yazılar, aksi MFP YYK tarafından belirtilmedikçe yazarların kendi görüşleridir. MFP’nin ve platformdaki diğer yazarların görüşlerini yansıtmaz veya ifade etmez.

Yorum Gönder

0 Yorumlar