Ekim 2009’da açtığım, Temmuz 2016’dan sonra daha aktif kullanmaya başladığım, Temmuz 2018’de açtığımız bu bloğa vesile olan, 16200 küsür tweet yazdığım, 5200 küsür takipçiye ulaştığım @isaemin isimli twitter hesabımı, Eylül 2022’de kapattım. Bu yazımda sizlerle, özellikle 4-5 senesi çok heyecanlı geçen maceramın ardından, sakin kafayla bir geriye dönük bir bakış paylaşmak istiyorum.
15 Temmuz 2016’dan kısa bir süre sonra “içeriden” veya daha doğrusu “yakın zamana kadar içeride bulunmuş birisi” olarak Gülen cemaatine (veya sonrasında kullanmaya başladığım tabirle, “the cemaat”e) eleştiriler yapıyordum kendi halimde. Nisan 2018’de attığım bir tweet çok ilgi görünce takipçi sayım arttı, ve sonrasında (Temmuz 2018’de) ilk adı “Münferit Müslümanlar” olan bu blog, MFP, doğal ve spontone bir şekilde kuruldu. Sonrasında YouTube kanalımızı da açtık, takipçilerimiz zaten biliyorlardır sonrasını.
Ağustos 2021’e kadar çok konuştum güncele dair, çok kavgalar ettim, çok linçler yedim, çok adrenalin salgıladım, çok yoruldum. Güncele girdiğim zamanlarda sözümü esirgemedim ve eğip bükmedim; o yüzden çok sevenim de oldu, (ondan daha fazla sayıda) kızanım da. Tweet’lerimin altında ve dm’mde hakaretler, küfürler, iftiralar, beddualar gördüm. Bu durumdan yılmadım; sevgi ve saygı ifade eden çok sayıda geri dönüşler de alıyordum. Küçük linçler haricinde, birkaç kere (haksız yere) sağlam linçler yedim, onlar da beni sarssa da çok etkilemedi. Çok sayıda güzel insan tanıdım Twitter vesilesiyle; güzel şeylere vesile oldu bence bu maceram, hem kendi adıma, hem de çok sayıda başka insan adına. Dolayısıyla susmadığım için hiç pişman değilim.
Ama ardından sustuğum için de pişman değilim. Evet, Ağustos 2021 itibariyle güncele dair, ve Eylül 2022 itibariyle de İsa Hafalır’ın Türkçe twitter hesabı olarak tamamen sustum. Ağustos 2021 ve Eylül 2022 arası güncele girmeden genele dair paylaşımlar yapmaya devam ettim, ama bu tür paylaşımlar twitter’ın ruhuna aykırıydı. Twitter doğası itibariyle gündemin hararetle tartışıldığı bir ortam. Doğal olarak o zamanlarda kenarda kalmış oldum, kendimi istediğim gibi ifade edemedim. Dolayısıyla Twitter’i asıl bırakmaya başlamam Ağustos 2021’de oldu diyebilirim.
Peki neden twitter üzerinden güncele dair susmaya karar verdim? Çünkü kavgaların düşünceleri değiştirmekten öte, düşünceleri oturttuğunu algıladım. Çünkü insanların anlama derdi olmadığını gördüm. Çünkü dinmeyen bir kavgada ortaya girip iki taraftan da dayak yemenin veya hor görülmenin aptalca olduğunu anladım. Çünkü dünyayı cennet yapmanın mümkün olmadığını, en iyi ihtimal etrafını vaha yapabileceğini kavradım. Çünkü önce kendimi ve yakınlarımı düşünmem gerektiği ve bir hayal uğruna Don Kişot’luk yapmamın mantıksızlığı sonucuna ulaştım. Çünkü yardım istemeyene yardım edilmemesi gerektiğini, uyuyor numarası yapanların ve uyanmak istemeyenlerin uyandırılamayacağını, algıları yöneten güçlülere karşı olguları güçsüzce haykırmaya çalışmanın beyhudeliğini, sonuca ulaşmak için doğruluğun ve iyi niyetin yetersiz olup aslında kurnazlığın ve işbirlikçiliğin gerektiğini idrak ettim.
Zaten Şubat 2022’de Münferit isimli kitabımı (kendi kendime) basmıştım. Artık diyeceğimi demiştim, susmam gerekiyordu; ve sustum. Suskunluğumu bir yenilgi olarak görmüyorum. Belki bazılarına megalomanca gelecektir, ama aslında ben, yendiğim için sustum. Çünkü, “fikirlerimi ve argümanlarımı” yenen çıkmadı; sadece olgularım, algılarla, bağnazlıkla, sabit fikirlilikle başa çıkamadığı için kabul görmüyordu; ve tekrar tekrar söylemenin manası kalmamıştı.
Twitter’a veda etmeden bir gün önce yazdığım helallik tweet’lerini görmeyenler için bir de buradan tekrar helallik diliyorum. MFP yazıları yazmaya devam edeceğim, konuşacak kişi bulabilirsek YouTube veya Clubhouse odaları yayınları da inşallah devam eder. Dolayısıyla suskunluğum tam bir suskunluk değil, sadece Twitter suskunluğu.
Son olarak, Twitter’i özlüyor muyum? Aldığım karardan memnun muyum? Hayır özlemiyorum, ve evet aldığım karardan gayet memnunum. Sosyal medya hayatı gerçek hayatımdan çok şey çalıyordu. Şimdi gerçek hayatıma (eskisine göre) çok daha iyi konsantre olabiliyorum ve bu çok ama çok güzel bir şey. Okumalarım, dinlemelerim, düşünmelerim, sorgulamalarım, tabularımı yıkmaya ve hakikate ulaşmaya çalışmalarım, ve değişimim devam ediyor. Fıtrat olarak dışa dönük bir insanım ve içimde bir şeyleri saklamam çok zor. Dolayısıyla en azından MFP yazılarımla sizleri rahatsız etmeye devam edeceğim.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
Selamlar, sevgiler...
-İsa Hafalır
0 Yorumlar