Ezilmiş çimenlerin kokusu
Bu sinen saçlarımıza
Yeşil ağıtlar akıyor
Yeşil gençlikler
Hür ve bir o kadar kepekli topraklarımıza
Gök nerede
Yer kimin
Alıç ağaçlarına bıraktık ipleri
Bize onları getirin
Bir, iki, üç
Çek
Bu gök elbet, elbet inecek
Kancalar takılmış milyonlar yıl öteye
Yırtıklardan akan yaldızlar içilecek
Halâ nasırlarımıza sığınıyorsa toprak
Ve halâ yukarıya bakıyorsak
Yer çekiminin yerini sabır aldığından
Göğüs kafesimizde saklı tuttuğumuz o aşk
Hürriyete dair
Her solukta kabaran coşku, büyüyen ihtiras
Kaburgaları çatlatan kan sıcağında bir şiir
Şimdi çocuklar
Şimdi biz
Belki müstakbel kahraman
Belki mevcut terörist
Asılı kalan bulutların göğsünde istikbalim benim
Bir urgan içine dolandırılan benim geçmişim
El yapımı tanrılar
Ev yapımı kaderleri okuyor
Dinleyin çocuklar, dinleyin
Gözlerimizde binlerce göz ağlıyor
Çekin ve indirin
Gök bizim
Başlarına yıkılsın lanetli masallar
Kâğıda basılı rüyaları ateş uyandıracak
İçelim birlikte mavi nefesleri
Dilimize gelen körpecik ve biraz ölümlü dualar
Kaybolmayan sesleri tükürelim
İblise tövbe çektirecek bu suratlar
Şimdi çocuklar
Şimdi biz
Belki müstakbel kahraman
Belki mevcut terörist
Açın yaraları İsrafil üfleyecek
Göremeyen varsa kabuklarımızda gezmek serbest
Hayır acımıyor
Acımayacak
Birazdan ebabiller konacak
Ufalanan bu hangi kavgalar Allah’ım
Hangi ölümsüzler mezar arıyor
Bu gök fazla
Bu gök çok
Gerdirin çocuklar, gerdirin
Parmaklarınızın değdiği bulutları yüreğinize indirin
Bu toprak fazla
Bu toprak çok
Getirin çocuklar, getirin
Çöken kendi kabrimiz, üstüne atın da yükselin
Şimdi çocuklar
Şimdi biz
Bu ülkede yalnızca “çocuk” değiliz
-Seda
0 Yorumlar