Header Ads Widget

test banner

SMA Hastası Bebeklerin İmtihanı

Son günlerde çok sayıda SMA hastası çocuk ile ilgili bağış kampanyalarını görmüşsünüzdür. Uçuk maliyetlerinden dolayı anne babalarının çaresizliği, henüz 2 yaşına bile gelmemiş bebeklerin gözyaşları, insanın yaşam  enerjisini bile tüketiyor. İnançlı ailelerin vakur duruşları da insanı etkiliyor. Başlarına gelen her şeyin bir imtihan olduğuna iman ediyorlar. Allah’a karşı boyunları kıldan ince, çocuklarının belki 2 yaşına bile gelmeden ölecek olmalarını çoktan kabul etmiş durumdalar. Ben ise hasta çocukları görünce kendime başka sorular sorarken buldum. Allah yetişkin anne babaları zorluklarla imtihan ediyor ve kullarını sınıyor. Peki Allah bebeklerden ne istiyor?

İmtihan sırrı tüm dinlerde bir şekilde var olan bir kavram. Yaratıcı insanları dünyaya gönderir ve çeşitli kurallara tabi tutar. Bu kuralları  yerine getiren ödüllendirilir, asi olanlar ise cezaya tabi tutulur. 30 yaşına gelmiş bir insan için bu anlaşılabilir bir kavram. Sonuçta yaratıcı yaşam gibi bir ödül verdiği insandan belli yükümlülükleri yerine  getirmesini istiyor. Peki henüz değil yaratıcı, kendi varlıklarının bile  bilincinde olmayan bebeklerden ne isteniyor?

Hastalıkları bilimsel yönden inceleyecek olursak çok anlaşılabilir bir  istatistikle karşılaşıyoruz. Belli mutasyonlar neticesinde bazı hastalıklarla karşı karşıya kalıyoruz. Her 10.000 çocuktan 1 tanesinin de  SMA hastası olması bekleniyor. Bu ölçümü Amerika’da da yapsanız, Almanya’da  da yapsanız yaklaşık aynı oranı gözlemleyebiliyorsunuz. Bir bilim insanı  gözüyle bakacak olursanız, yaşamda yer alan olasılıklardan bir tanesinin  etkisini gözlemleyebiliyorsunuz. Burada din müdahil olarak gerçekleşen  olasılığa bir anlam yüklüyor. Çocuğun hastalığının ailesi için bir imtihan  olduğunu, sabırlı olunduğu takdirde cennete ehil insanlar olacakları ümidi  veriliyor. Aileler için bu düşünce sabırlarını ciddi anlamda artırıcı  olabilir o nedenle faydalı da olabilir. Peki ya gerçekten bir imtihansa, Allah henüz kendi varlığının bile bilincinde olmayan bebekleri ne amaçla  imtihana tabi tutuyor? Doğanın kendi şartları neticesiyle bebeklerin hasta  olabilmesini kabul edebiliyorum. Bebekler için çok üzülüyorum fakat kötü şans karşısında da elimizden bir şey gelmiyor. Fakat anne babasını imtihan etmek için bebekleri bile neredeyse işkence edercesine hasta eden bir yaratıcı anlayışını kabul edemiyorum. Benim inandığım yaratıcı, anne babaları kendine boyun eğdirmek için küçücük bebekleri koz olarak kullanmaz diye düşünüyorum. Eğer yaratıcı benim kavradığım gibi değil de gerçekten dinlerin tanımladığı gibi ise, o zaman ibadete ve takdire de layık değildir diye düşünüyorum.

Bir ilk sebep olarak yaratıcı fikrine açığım. Gözlemleyebildiğimiz evrenin şartlarının dışında, yokluktan varlığa geçiş yaptırabilen ve kendi varlığı için sebebe ihtiyaç duymayan bir yaratıcı fikri çok anlaşılmaz gelmiyor. Belki de evreni anlamlandırabilmek için böyle bir tanıma da mecburuz. Fakat hastalıkları bir imtihan vesilesi görmeyi, bir savunma mekanizması olarak insanların ürettiğini düşünüyorum. Ancak bu şekilde acılarına merhem bulabiliyor insanoğlu. Gerçekte olan ise olasılık havuzunun bazı insanlar için kötü olasılıkları çıkarması. Ortalamada 10.000 çocuktan 1 tanesine gelen SMA olasılığının senin çocuğuna gelmesi senin için trajedi olabilir. 

Fakat dışarıdan bakan birisi sadece istatistik ve matematik.

Ben yaratıcının böyle imtihanlara tabi tutan ve karşılığında cennet veya cehennem vaat eden değil, daha farklı beklentileri olan bir yaratıcı olduğunu düşünüyorum. Peki yaratıcının beklentisi nedir, o tam bi muamma.

Saygılarımla,

-Murat Cengiz 


author

"Sorumluluk Reddi" Konusunda Önemli Bilgilendirme:

Münferit Fikir Platformunda yazılan tüm yazılar, aksi MFP YYK tarafından belirtilmedikçe yazarların kendi görüşleridir. MFP’nin ve platformdaki diğer yazarların görüşlerini yansıtmaz veya ifade etmez.

Yorum Gönder

1 Yorumlar

  1. Sizinle benzer soru işaretlerini paylaşıyoruz. İlave olarak şöyle bir ihtimali de düşünüyorum. Eğer birçok bilimkurgu filmindeki "Tüpteki Beyin"/"Brain in a Vat" (http://www.olaganustukanitlar.com/ilginc-bir-dusunce-deneyi-tupteki-beyin/) diye tabir edilen bir ilüzyonun içinde yaşıyorsak çevremizdeki gerçeklik oldukça şüpheli hale gelir. Yazınızdaki örneği ele alırsak etrafımızda haksızca acı çeken insanlar aslında birer simülasyondan ibaret olabilirler demektir. Sadece bizi imtihan için oraya konulmuş, ancak gerçekte var olmayan bir yanılsama gibi. Yani aslında gerçekten haksızca acı çeken bir insanın var olduğundan emin olmamız mümkün değildir.

    Kuran'da dünya hayatının bir oyundan ibaret olduğu birkaç yerde vurgulanır (https://www.kuranvemeali.com/dunya-hayati-oyun-eglencedir-ile-ilgili-ayetler). Ben şahsen Allah'ın bu dünyayı ve algıladığımız evreni bir koda göre yarattığını düşünüyorum. Bu kod "matematik" olabilir çünkü evrenin istisnasız her yerinde geçerlidir.

    Aslında cevabı bir önceki yazınızın başlığında vermişsiniz: "Peki ya Her Şey Yalansa?"

    YanıtlaSil