MFP Podcast | Ahmet Çağlar - İsa Hafalır

6/14/2020

YYK üyemiz Ahmet Çağlar'ın YYK üyemiz İsa Hafalır ile gerçekleştirdiği MFP Podcast:

-MFP'nin geçmişi-geleceği

-Denge tutturabilmek

-The cemaat meselesine genel bakabilmek

-Diyanet dini, cemaatlerin dini, sorgulamak

-Türkiye Ekonomisi, Ali Babacan

-MFP'ye yönelik kızgınlık

-İnsan olmak

"Sorumluluk Reddi" Konusunda Önemli Bilgilendirme:

Münferit Fikir Platformunda yazılan tüm yazılar, aksi MFP YYK tarafından belirtilmedikçe yazarların kendi görüşleridir. MFP’nin ve platformdaki diğer yazarların görüşlerini yansıtmaz veya ifade etmez.

Yorum Gönder

4 Yorumlar

Adsız14 Haziran, 2020
Ahmet Çağlar Amerikan hükümetinin iddianame bile olmadan insanları Guantanamo'da içeride tuttuğunu söylüyor 33.dk da. Söylediği doğrudur biz de yıllarca bunları eleştirdik. Ama 1,5 milyar İslam dünyasından terör şüphesiyle buraya getirilen kişilerin sayısı kaçtır? Tüm hepsi 755. Bu kişileri birileri arkalarından terörist dediği için getirmedi oraya. Hemen hepsi somut olarak savaş meydanlarında, Taliban kamplarında vs. ele geçirilmiş insanlar. Bunların hepsine de suçlu muamelesi yapmış değildi. Mesela Çin'den kaçarken Afganistan'da ele geçirilen Uygurları kendileriyle savaşmadıklarını anladıklarında ilk andan itibaren kamp içerisinde serbest bıraktığı ve sonunda da Arnavutluğa yerleştirdiği biliniyor. Diğerleriniyse göstermelik de olsa hukuk eğitimi almış yargıçlarla, kendilerine avukat atayarak vs yargıladı. Bu avukatlardan bu sürece karşı çıkan bunları ifşa edenler oldu. Yani hepsi rejimin sadık adamları değildi. Ve sonuçta sadece 50 civarı insan kaldı orada. Son olarak ABD niçin Guantanamo'da tutuyor bu insanları? Zira ABD toprağına getirmesi durumunda bu kişilerin ABD yargısında hakları olacak ve orada bu şekilde haksızlıkları savunamayacağını biliyor da ondan. Yani ABD'nin devletten iyi kötü bağımsız bir yargısı var demek ki.

Tüm bunları yapılanları savunmak için yazmıyorum. Guantanamoda yapılan yine zulümdür yine zulümdür. Fakat Türkiye'de olup bitenle kıyaslanabilir olduğunu düşünmüyorum.

1. Türkiye'de bahsi geçen şeyler yabancı ülkelerin Türk askeri ile savaşan vatandaşlarına değil Türkiye'nin kendi vatandaşlarına yapılıyor. ABD'de böyle bir şey olsa yer yerinden oynar. Nitekim Yemen'de ABD'ye karşı fiilen savaşan ve sadece ABD'de doğduğu için vatandaş olmuş bir kişinin bombalamayla öldürülmesi bile çok tartışma yaratmıştı.
2. Bu kişiler fiilen savaş ortamında ele geçirilmiş kişiler. Youtube'da Türk askerlerinin savaş ortamında ele geçirdiği muhtemelen TC vatandaşı PKK'lılara ne yaptığına dair hayli video bulunuyor.

3. Türkiye'de fetönün kurumlarında çalışırken atılanları da eklersek belki 200 bin kişi işinden oldu ve yeniden iş bulamadı. Bunun 50 bini belki yargılanıyor. Diğer 150 bin kişiyle ilgili hiç bir yargılama süreci yaşanmadı. Kapalı kapılar ardında onun bunun sözüyle şüphe üzerine insanlar terörist ilan edildi. Komşusunun yüzüne bakamaz oldu, yeniden iş bulamadı, yurtdışına çıkışına da izin verilmedi vs. Ben bunların bir kaydının bile olduğunu zannetmiyorum bir yerlerde. Kim hangi gerekçeyle aldı bu karaları belli midir her birisi için? Zannetmiyorum. Guantanamodaki gibi avukat verilmesini geçtim. Bu kişilere savunma hakkı verildi mi? Senin için böyle diyorlar ne diyorsun dendi mi? Hayır. 28 Şubat'ta da yaşanmadı böyle bir süreç.

Devletin şüphelendiği kişilerle çalışmama hakkı olabilirdi 15 Temmuz'dan sonra ama AKP bunu yapmadı. Bu insanlar teröristtir dedi, ağıç kökü yesinler dedi, darbecidir bu yüzden cezalandırıyoruz dedi. Başka yerde çalışmalarını engelledi. SGK kaydına terörist kodu koydu vs. Peki suç olmadan ceza olur mu? Ceza varsa suç nedir? fetöcü olmak mı? Ceza kanununda fetöcülük diye suç var mı? Ceza kanununda olmayan suç için ve orada olmayan bir cezayla bir ülke kendi vatandaşını cezalandırabilir mi? Anayasaya aykırıdır bu. Devlet devletse ya yargılamasını ispatını yapar teröriste terörüstlikten ceza verir veya insanları suçlu ilan edip çoluk çocuk ağaç kökü yemeye mahkum etmez.
YanıtlaSil
Yanıtlar
Adsız14 Haziran, 2020
4. Fetöcüler 2015 seçimlerinde kendi adaylarını çıkarıp milletvekili seçtirmeye kalktılar. Ankara'da 30 bin İstanbul'da 40 bin gibi oyla aldılar. Yani etkileyebildikleri anneleri babaları vs. dahil bir kaç yüz bin ancak oyları vardı. Ama 500 bin kişi soruşturma geçirdi. 200 bin kişi işinden aşından oldu 50 bin kişi tutuklandı. Oysa dediğim gibi Guantanamo'da 1,5 milyarlık İslam dünyasından toplam 750 kişi terörist diye götürüldü ve hiç birisi ABD vatandaşı değildi bunların. Veya PKK ile kıyaslarsak HDP 6 milyon oya alıyor, PKK'nın belki on binlere varsan silahlı militanı var dağlarda Suriye'de vs ve PKK'dan içeride yatan kişi sayısı 10 bin.

Yani ABD de Guantanamo'da yapıyorla geçiştirmek mümkün değil olup biteni. Oraya girersek Çin'in milyonlarca Uygur'u toplama kamplarına almasını da Guantanamo ile kıyaslayabiliriz. Stalin'in Gulag'larını veya Auschwitzi de kıyaslayabiliriz. Ama bunların hepsinin benzerlikleri olsa bile aynı şey değil. Zulüm işleniyorsa size matters.
YanıtlaSil
Yanıtlar
Adsiz15 Haziran, 2020
Caglar Beyin diyanetle ilgili soyledikleri cok klasik damar,sasirdim.
Dini birilerinin koruyup gozetlemesine ihtiyac oldugunu dusunmeyi genclere yakistiramiyorum.
Kim kimi neye gore olcecek tartacak!

YanıtlaSil
Yanıtlar
Ahmet Caglar15 Haziran, 2020
Yukarıdaki yorumlara katılıyorum... Kesinlikle bire bir aynı şeyler değil ama benzerlikleri var.

Diyanetin yöneten değil denetleyen bir kurum olması bana daha uygun geliyor, söyleşide ifade edemediysem özür dilerim
YanıtlaSil
Yanıtlar