Brené Brown
Bu kitabında yazarımız, “gönülden yaşayıştan”[1] bahseder. Gönülden yaşam, değerlilik/kıymetlilik adlı yerden hayatımıza tutunmak ile ilgilidir. Bu, cesaret, şefkat ve bağ kavramlarını derinlemesine geliştirerek her sabah uyandığımızda, “ne kadar iş yapılmışsa yapılmış olsun ve ne kadar iş geride bırakılmış olursa olsun”, ben yeterliyim, ben değerliyim diye düşünmektir. Evet, geceleri yatağa girdiğimizde ise şunu diyebilmektir; evet ben kusurlu ve savunmasızım ve bazen korkuyorum ama bu, benim de cesur davranabildiğim, sevgiye ve ait olmaya layık olduğum gerçeğini değiştirmiyor. Yürekten yaşam bir kerelik bir seçim değil, devam edegelen bir süreçtir. Bu süreci yaşayan insanlarda yazarımızın gözlemlediği üç özelliği “DIG” diye özetlemiştir.
Düşünce ve davranışlarında ölçülü ve dengeli olmayı dua ederek, meditasyon yaparak veya basit bir şekilde niyetlerini belirleyerek sağlamışlardır. (dengeli)
İlhamları onları, bu ilhamların ışığında yeni ve farklı seçimler yapmaya yönlendirir. (ilhamlı)
Gitmek, yani harekete geçerler. (aksiyon sahibi)
Bu özellikleri keşfettiğinden beri yazarımız, “Digging Deep” yani derinine inme kavramı ile hayatını yeni ve deruni bir açıdan ele almaya başlamıştır. Buna göre kendimizi zorlamak ve negatif düşünmek yerine, kendimize sevgi diliyle dengeli olmayı hatırlatmalı, sonra belirlemiş olduğumuz duamızı pozitif niyetlerle gerçekleştirmek suretiyle hayatımızı ve kendimizi onarıma yatırmalıyız. Yazar bu noktada okuyucularına kendi yöntemlerini bulabilecekleri konusunda teşvikdardır yalnız eski ittirme/zorlama metodunu kullanmaktan itina ile kaçınmamızı önerir. Yaklaşık 130 sayfalık bu kitapta ele alınan konular şöyledir: Sevginin, ait olmak ve yeterli olmanın gücünü keşfetmek ve bu güç ile aramıza giren engellerin farkına varmak.
Yazarımızın araştırmaları sonucu elde ettiği verilere göre bu serüvenimiz için kullanacağımız işaret direkleri şunlardır: İnsanların sizin hakkınızda ne düşündüklerini düşünmeyi bırakın ve özgünlüğünüzü[2] geliştirin. Mükemmeliyetçilik illetinden kurtulup kendinize şefkat[3] geliştirin. Acılarınızı uyuşturmayı ve güçsüzlük edebiyatını da bırakın ve esnek bir ruh[4] geliştirin. Kıtlık[5] ve karanlıktan korkmayı bırakıp minnettarlığı ve neşeyi[6] geliştirin.
Kesinlik ihtiyacını koy verin, sezgi[7] ve güven inancınızı geliştirin. Kıyaslamayı bırakıp yaratıcılığınızı geliştirin. Mevki sembolü olarak tükenmeyi[8] bırakın. Hayatınızda oyun ve dinlenme kültürünü geliştirip kaygıyı bir yaşam tarzı olarak bırakarak, sakinliği ve durgunluğu geliştirin. Kendinizden şüphe etmeyi ve "varsayalım"ı bırakın ve anlamlı çalışmalara yönelin. Klas yani farklı ve üstün olmaya çalışmayın ve "kendinizi her zaman kontrol altında" tutmayı da bırakın. Biraz da kahkaha, şarkı ve dans yönünüzü geliştirin.
*Kitabın orijinal adı: The Gifts of Imperfection, Let Go of Who You Think You are Supposed to be and Embrace Who You Are
-Amy-jaan Twitter: @zlemADIYAMAN3
[1] Wholehearted (candan, gayretli, samimi, içten, tüm kalbinizle, gönülden)
[2] Cultivating Authenticity
[3] Self-compassion
[4] Resilient spirit (dirençli, çabuk iyileşebilen, gücünü çabuk toplayan, esnek, sağlam bir tutum, ruh veya öz)
[5] Scarcity (güven kıtlığı yani belirsizlik s.82)
[6] Gratitude and joy
[7] Intuition
[8] Exhaustion
1 Yorumlar
Guzel ama cok kisa ozet olmus.
YanıtlaSil