Kült yapılar nasıl ortaya çıkar? Karizmanın Rutinleşmesi
Kült yapıların tabiatına bakıldığında Max Weber’in “Karizmanın Rutinleşmesi” teorisini doğruladıkları görülmektedir. Dolayısıyla evvela liderin karizmasıyla başlayan hareket bir cemaat haline geldikten sonra o yapıya mensup olanların liderin fikirlerini benimseyip gelenekleştirdikleri görülmektedir. Amerikalı psikolog Herbert Kelman, kült yapılarda insanların tutum değiştirmesinin üç aşamada olduğunu kaydeder. Bunlar; evvela itaat (compliance) ikinci olarak liderle özdeşleştirme (identification) ve son olarak içselleştirme (internalization) olarak söylenebilir. Weber’in “Karizmanın Rutinleşmesi” dediği olgu bu şekilde hayat bulmaktadır.İlk olarak kült yapıya intisap eden kişi itaat etmeyi öğrenir. Bu aşamada kişi kendisine göre olanı değil kült yapıya göre olanı yapması gerektiğini anlar. Kişisel olarak fikri öyle olmasa da kült yapının normlarına göre uyması gerektiğini öğrenir. Dolayısıyla mürit, mürşide iradesini teslim eder. Dindar bir mürit sakal bırakmak isteyebilir ama mesela o cemaatin normlarına uymadığı takdirde sakalını kesebilir. Nurcuların içindeyse sakalla değil ince bıyık modeliyle o yapı içinde temayyüz eder. Şayet gelenekçi bir tarikat içinde ise sakallı ve cübbeli olmak durumunda olur.
İkinci aşamada ise mürit, kendisini lideriyle özdeşleştirmeye başlar. Ona olan hayranlığından dolayı onun gibi konuşur hatta liderinin mimiklerini dahi taklit eder. Ahmet Keleş, Kayseri’de 1980’lerde vaaz verdiğinde ses tonundan, mimiklerine kadar Fethullah Gülen’in aynısıydı. Yine o yapılanmadan birçok kişinin konuşma tarzı ve hatta mimikleri birbirine benzer. Sedat Peker tarzı konuşan veya Nursi’nin talebeleri gibi risale okuyan o kült yapılardan kimseleri gözleyenler olmuştur.
Üçüncü aşamada ise artık müritler, o kült yapıların değerleriyle içselleşirler. O liderin fikirleri artık onların fikirleri olmuştur. Orada epistemolojik bireyselciliğe yer yoktur. Tasavvuf jargonuyla konuşacak olursak onlar atık “fenafişşeyh” olmuşlardır. İşte bu aşamada kült yapılanmalar lideriyle ve takipçileriyle beraber gelenekselleşmiş olurlar.
Kült yapılara kimler rağbet eder?
Kült yapılara eğilim içinde olmanın çok çeşitli nedenleri vardır. Lakin bireyler çoğunlukla kendilerini bu tür yapıların içinde farkında olmadan bulurlar. Kendisini bu tür kült yapılara adamış kişiler yeni adayları ritüellerine davet ederek hazırlarlar. Yüksek hedefleri ve çıkarları olan bu yapılar, taraftar kazanmak için toplantılar yaparak bir ajanda takip ederler. Esnaflar kendi meslektaşlarını, memurlar kendi yakınlarını, öğrenciler ise kendi sınıfındaki arkadaşlarını bu harekete çekmeye çalışırlar. Tabii ki bu kült yapılara herkes ilgi göstermeyebilir. Zira böyle bir ilgi için psikolojik alt yapının müsait olması gerekir.
Anlam arayışı: Victor Frankl’ın da dediği gibi anlam, insanın en büyük arayışıdır. Maksatsız ve monoton bir hayat, insan ruhuna acı verir. İşte böyle bir arayışın sonucunda insanlar kimi kült yapıların içinde kendilerini bulabilirler. Özellikle dini ve felsefi olanlar arayış içinde olan kimseleri bir süreliğine tatmin eder. Tatmin olmanın verdiği minnet duygusu ise onları daha da müntesibi oldukları kült yapıya bağımlı hale getirir.
Ailevi problemler: Özellikle gençlerin kült yapılara rağbetinde ailevi sorunların büyük bir neden olduğu görülmektedir. Benim de bazı genç mahkumlar üzerinde görebildiğim kadarıyla, çete üyelerinin mensup oldukları kült yapıyı aileleri gibi gördükleri yönündedir. Yirmi kusur yıl mahkumiyet almış bir genç mahkuma, yaptığından pişman mısın diye sorduğumda pişman olmadığını söylemişti. Zira genç mahkum yaptığını, ailesi olarak gördüğü çetesi için yaptığını söylemişti. Şayet bir aile çocuğa karşı ilgisiz ise veya onu anlamaktan uzaksa özellikle kimi gençler mensup oldukları o kült yapıya aile sıcaklığıyla bağlanmakta ve çete liderlerini babaları gibi görebilmektedirler.
Grup psikolojisi: Amerika’da siyahiler, sokak kavgalarında kendilerine arka çıkan kimselerin bağlı oldukları çetelere rağbet ediyorlar. Bunun eğitimli çevrelerde daha farklı olan versiyonu ise kendilerine derslerinde yardımcı olan ağabeylerinin içinde bulundukları cemaate girmeleridir. Esnaf nezdinde ise kendisine zor zamanlarında yardımcı olan iş adamlarının bağlı oldukları cemaate girmesi örnek verilebilir. Her çevre, kendi sosyal yapısına uygun kesimlerin etkisi altında kalabilmektedir. İnsanlar bir gruba bağlı olmakla kendilerini daha güçlü hissedebilmektedir. Bunun meşru olanı, sendikalar veya öğrenci kulüpleri gibi şeffaf mekanizmalar olmasına rağmen bazı kimseler daha gizemli kült yapılanmaları tercih edebilmektedir.
Sosyal öfke: Özellikle siyasi ve ideolojik kült yapılarda ezilmişlik psikolojisinden kaynaklanan sosyal öfke bu tür kimselerin eğilimlerinde önemli bir role sahiptir. Amerika’da Maocu “Siyah Panterler” ezilen siyahilerin haklarını savunma adına kurulmuş silahlı bir örgüttü. Bu tür kült yapılarda, ellerinden alınan hakların mücadelesi ile ilgili argümanlar ön plandadır. Lakin bu ezilmişlik psikolojisinden dolayı gruba katılan kişilerin duyguları istismar edilerek çete liderleri tarafından kullanıldıkları da aşikardır. Dünya’yı değiştirmek isteyen idealist Müslüman veya Sosyalist gençlerin o güzel duygularının istismar edildiği gibi.
Özgüven sorunu: Özellikle hayatlarıyla ilgili kendi kararlarını kendileri veremeyen kimselerin kült yapılara eğilimi daha yüksektir. Zira orası kendisi adına karar verecek kimselerin olduğu bir yerdir. Hatta kült yapının liderleri kendisinden sonra gelenlerin sadece hangi kitabı okuyacağına değil, hangi bölümde tahsil görmesi gerektiğine, kiminle evleneceğine ve nerede yaşaması gerektiğine karar verirler. Özgüven sorunu olan kimseler ise bu tür kült yapılarda karar verme aşamasında rahat ederler. Ne ki, bu tür yönlendirmeler çoğu kez, bireylerin değil kült yapıların çıkarlarına uygun olacak şekilde tanzim edilir.
Bağımlılık ve gece kabusları: Kişilerin içinde yaşadıkları psikolojik haller, mistik çeşitli arayışlara sebep olmaktadır. Çeşitli kabuslar gören kimselerin veya uyuşturucu bağımlısı olan kişilerin manevi tedavi altından özellikle spritüal ve mistik kült yapılara rağbet ettiklerini toplumda gözlemliyoruz. Ne ki bu kimseler o alışkanlıklarını aşabilseler dahi kült bir yapının müdavimi olarak akıllarını daha farklı bir şekilde uyuşturabilmektedirler. Kanımca ikincisi de en az birincisi kadar zararlı bir bağımlılık eğilimidir.
Travmalar: Kişilerin hayatındaki kayıplar, yaşadıkları olumsuz tecrübeler sonucu psikolojik çözülmeler ve yalnızlaşma duygusu, bu kimseleri yeni ve tamamen farklı ve aykırı bir yaşam tarzına motive edebilmektedir. İşte böyle bir halet-i ruhiye içinde kişiler, bahsi geçen kült yapılara sempati duyabilmektedirler. Mesela ailesi veya çevresi tarafından dışlanan, hor görülen ve takdir edilmeyen bir kimse bu eziklik duygusunu ödünlemek için kült bir yapının içinde aktif olmaya çalışabilmektedir. Bu durumda kendi iç dünyasında hem çevresinden intikam almakta hem de kendisini daha iyi hissetmektedir. Özellikle yasa dışı çetelere rağbet eden mahkumlarda gözlemlediğim hal budur.
Toplumsal paranoya: Korku, endişe ve kuruntu ile karakterize edilen paranoya psikolojisinin, etkin olduğu bireylerin kült yapılara rağbet etmesi olasıdır. Özellikle bu psikolojik hal şayet toplumsal hal almış ise kült yapıların başarılı olma ihtimali yüksektir. Zira birey dışarda bir düşman olduğuna ve şayet bu kült yapıya intisap etmez ise o düşmanın kendilerini yok edeceğine inandırılmıştır. Mesela bir kült yapı şayet Türkiye’de elemanlarını askeri okula göndermek için motive ediyorsa şayet biz olmazsak askeriyeyi “Komünistler-Aleviler” ele geçirebilir ve “din düşmanları” memleketi ele geçirir diye tehdit edebilir. Bunun dışında mesela Amerika’da ki siyahiler arasında yaygın olan bir başka grup şayet biz güçlü olmaz ise beyaz adam, bizi yeniden köleleştirir şeklinde bir paranoya yaratarak kendisine taraftar bulabilir. Oligarşik toplumlarda da politik oluşumların içinden de kült yapılara benzer oluşumlar ortaya çıkabilmektedir. Onlar da toplumu komplo teorileri ile yönetirler.
Metafizik cazibe: Özellikle mistik referanslı kült yapılara rağbet edenlerin, metafiziğin cazibesine kapılmalarından dolayı böyle bir eğilim içine girdikleri görülebilmektedir. Bu tür kimseler, ruhen yücelmek ve insan-ı kamil, veli veya aziz olma dürtüsüyle böyle arayışlar içine girerler. Özellikle rüyalara ve evliya hikayelerine inananların, mistik kültlere girdikleri gözlenmektedir. Kült liderleri, böyle kişilerin duygularını, olağanüstü bazı hikayeleri gerçekmiş gibi anlatarak besler ve onları o kült yapıya daha bağımlı hale getirir. Mesela bir okul açılışı için para toplanacağında peygamberin ve arkadaşların veya daha önce vefat etmiş kimselerin o açılışa geldiğini söyleyerek bu kült yapıya, müntesiplerinin daha fazla destek olmasını sağlayabilir. Özellikle gençlerdeki metafizik arayışlar kült yapılara rağbet etmeye sebeptir.
Kutsal kurtarıcı miti: Özellikle dini içerikli birbirinden farklı kült yapılarda "Mesih, Mehdi" gibi sıfatlar ön plana çıkarılarak yeni takipçilerin bu inanca sahip olması beklenir. Böylelikle liderlerini, kutsal bir kurtarıcı olarak görürken kendilerini de o liderin kutlu bir neferi gibi algılarlar. Böylelikle insanlar böyle bir kirli ve kaotik dünyada daha arınmış ve daha tanımlı hissederler. Hemen hemen tüm İslami ve Hristiyan kült yapılarında bu inanç, çok dominant bir öğedir.
Gerçekler yerine kurguyu tercih edenler: Bazı kimseler makul gerçekler yerine mahsus kurguları tercih ederler. Zira ellerindeki gerçekler onları tatmin etmez. Daha büyülü, gizemli ve esrarengiz olanı tercih ederler. Bazen hayatın içindeki monotonluk insanları sıkar ve kişiler macera arayışı içine girerler. Bu kimselerin nazarında komplo teorilerindeki gizem, gerçeklerden ve sosyal olgulardan daha caziptir.
Parapsikoloji merakı: Özellikle okülistik, pagan ve satanist tarikatlara rağbet eden kimselerde motive edici unsurun parapsikoloji olduğunu görüyoruz. Ne ki, kimi İslami referanslı kült yapılarda da parapsikoloji merakı olanların rağbet ettiği bilinmektedir. Mesela cinlerle haberleşme, onlar dan haber alma ve gayba dair cifir ve ebced yollarıyla tahminde bulunma gibi konular bu konulara zaafı olanları cezbedebilmektedir.
Eğitim ihtiyacı: Özellikle dini eğitimin zayıf veya baskı altında olduğu ülkelerde, bireyler dini anlamda eğitim almak için, kendilerini kült yapıların içinde bulabilirler. Kimi ülkelerde modernizasyon ve sekülerleşme adı altında, din aleyhinde algı oluşturulmasını fırsat bilen kült yapılar dini eğitim vererek cemaatlerine adam çekebilmektedirler. Bunun sebebi insanların hangi kanaldan dini eğitim alacaklarını bilememeleri veya buna müsaade edilmemesidir.
Belirsizliğe tahammülü olmayanlar: Bazı kimselerin belirsizliğe tahammülü yoktur. Muğlak meseleler ile ilgili net ve katı cevaplar ararlar. Bunu bir ihtiyaç haline getirirler. Mesela kıyamet ne zaman kopacak? Mehdi veya Mesih ne zaman gelecek? Deccal kimdir? Bu süreçte iman edenler ne yapmalıdır? Kiminle olmalıdır? Buna benzer mevzuları merak konusu yapanları eskatolojiye atıf yapan mesiyanik kültler ağlarına alarak onları uzun süre sömürebilecekleri bir tuzağın içine çekerler.
Manevi korunma ve koruma ihtiyacı: Sadece fiziki anlamda değil manevi anlamda da koruma ve korunma ihtiyacından kaynaklı kült yapılara sempati uyanabilir. Hatta bazı kimseler çocuklarını dahi böylesi kült yapılara teslim edebilirler. Uyuşturucuya, kumara veya gece hayatına temayül etmesin diye kişiler böyle kült yapıların içinde kendilerini veya çocuklarını bulabilir. Bu korunma, kült yapıların dışında meşru ve şeffaf gruplar vesilesiyle de sağlanabilir lakin dünyanın her yerinde kült yapıların elemanları diğer meşru gruplara nazaran daha motive çalışırlar.
Maddi-manevi tatmin arayışı: Kült yapılara rağbet edenler çeşitli sebeplerle böyle yönelim içinde olabilirler. Lakin hangi sebeple olursa olsun bunun sebebi fiziki veya psikolojik anlamda bir tatmin arayışının sonucudur. İnsanlar kendilerini o yapı içinde güvende hissediyor olabilirler veya o yapının sağladığı olanaklar hayatlarını daha da kolaylaştırıyor olabilir. Bir kimse o yapı içinde kendisini daha güvende hissedebilir. Bunların hiçbiri kült elemanı için bizzat maksat değildir. Lakin bilinç altında güdüleyici unsur olarak bu sebeple olur. Bir öğrenci, gideceği yerde kolaylıkla sosyalleşme imkanı bulur veya bir iş adamı yatırım yapacağı yerde oradaki mükim kült elemanlarının tecrübelerinden yararlanır veya ahlaken bozulmaktan ve kimlik kaybından korkan birey kendini o yapının için korunaklı hisseder.
Aidiyet duygusu: Güçlü kimlik algısı ve aidiyet duygusu bazı kimselerin kendilerini kült yapıların içinde bulmasına sebep olmaktadır. Bu öylesi güçlü bir duygudur ki icabında tüm bireysel ilişkilerin önüne geçebilir. Ben Amerika'da çete üyesi olan bir mahkuma yeniden dünyaya gelsen yine çete üyesi olur muydun şeklinde bir soru sorduğumda tereddütsüz olurdum dedi. Aynı suçu işlemen icap etse yine işler miydin diye sorduğumda ise yine tereddütsüz işlerdim dedi. Çocuklarım var onlar benim ailem ama öncelikli ailem mensup olduğum grup dedi. Sebebini sorduğumda onlar olmasaydı olmazdım, çocuklarım da olmazdı, onlar beni yetiştirdi ve hayatımı kurtardı demişti. Oysa ki mahkum müebbet cezası olan birisiydi. Unutmamak gerekir ki insanların kendilerini bir yere ait hissetme duygusu çok önemlidir.
Kırılgan kişilikler: Genelde duygusal ve çabuk gönül koyan karakterlerin de yakın çevresine küsüp bambaşka dostlar edinerek kültelere rağbet ettiği bilinmektedir. Ailesiyle ilişkileri iyi olmayan veya içinde yaşadığı cemiyetle arası açılmış kimseler farklı sosyalleşme arayışları içine girer. Biraz da eski dostlarından farklı kimlikte olan kimseleri tercih ederek onlardan adeta içsel bir intikam alır. Dindar ama softa olan babasıyla sorunu olan bir gencin, ateist bir sol örgütün içine girdiğini ve her şey babamla olan ilişki kopukluğuyla başladı dediğini hatırlıyorum. Aynı durum, yakın çevresiyle sorun yaşayanlar için de geçerlidir.
Siyasi ortam: Toplumların içinde bulundukları siyasi ahval, bazı politik kültlerin hem ortaya çıkmasına hem de taraftar bulmasına neden olmaktadır. Mesela Amerika'da, siyahi olmasından dolayı aşağılanan kimselerin, haklarını korumak için Siyah Panterler hareketini başlatması buna misal verilebilir. Amerika'da siyahilerin kült yapılara rağbet etmesindeki temel saik, onların geçmişinde yaşadığı toplumsal travmalardır. Kült yapılar ise onların hem kimlik ve aidiyet hem de hak arayışına cevap vermektedir.
Bununla beraber alevi kimliğinden dolayı hakir görülen sünni toplumdaki kişilerin veya Kürt olmasından ötürü ikinci sınıf muamelesi gören kimselerin ya da sekülerizmi jakoben bir metotla dayatan siyasi sistem içinde dindar bireylerin de kült yapılara rağbet etmeleri mümkündür. Zira bu duyguları sömürerek ve suret-i haktan görünerek o toplumdaki bireyleri ifsat ve istismar edecek kimseler mutlaka çıkmaktadır.
Netice-i kelam: Kült yapılarla mücadele, onları hangi şartların doğurduğu, nasıl ortaya çıktığı ve ne tür kişiliklerin bu yapılara rağbet ettiğinin doğru tespit edilmesi ile mümkündür.
Bilgin Erdoğan
Twitter: @BilginErdogan1
3 Yorumlar
Her problemin sebebi cahillik, tek çaresi: Çeşitli okumak.
YanıtlaSilEğitim şart :)
Anahtar kelime: çeşitli. Çok beğendim yorumunuzu
SilHerkesi okuyalim ama kendi aklimizla karar verelim ne olup ne olmak isteyecegimize!
YanıtlaSil