Tüm dünyanın gündemi doğal olarak Corona virüsü. Hepinizin bildiği üzere COVID-19 grip, nezle gibi virütik bir enfeksiyon ama çok daha hızlı yayılıyor, öldürme oranı da grip ve nezleden daha yüksek. Çin’de corona virüsü kontrol altına alınmış gibi gözüküyor, ama özellikle İtalya ve İran’da durum çok kötü. Avrupa’da birçok ülkede de durum kritik görünüyor. Bu yazım bulaşıcı hastalıklar ve korunma yolları hakkında değil, o işi uzmanlarına bırakmak lazım. Bu yazımda bu hastalığın biz insanoğlunu ve insanlığı kısa ve orta vadede nasıl etkileyeceğine ve bize neler söylediğine dair kendimce yorumlar sunacağım.
Dünyanın bazı ülkelerinde karantina tedbirleri başladı bile. Karantina durumunda mecburiyet dışında insanlar evlerinde kalıyor. Karantina virüsün daha da fazla yayılmaması, “eğrinin doğrulaştırılıp” (çünkü müdahele olmazsa bu hastalık eğrisi eksponansiyel artıyor) hastanelere yığılmanın olmaması, ölümlerin azaltılması için çok önemli bir tedbir. Görünen o ki daha çok sayıda ülkede ya karantina tedbirleri başlayacak, ya da insanlardan yapabilenler ve yapmak isteyenler kendilerini karantinaya alıp mecburiyet dışında evlerinden dışarı çıkmayacaklar. Bütün insanlık sanki bütün işlerini bir kenara bıraktı ve önce sağlık demeye başladı. Bu farkındalık ileride daha da artacak.
Bu virüs salgını daha şimdiden dünya ekonomisine büyük bir darbe vurdu ve darbe gitgide daha da artacak gibi gözüküyor. Stoklar düştü, havayolları yolcu bulamıyor, üniversiteler ve okullar yüz yüze eğitime ara veriyor, büyük programların hepsi iptal ediliyor, vs. İnsanların mecburiyet dışında dışarı çıkmayı azaltması en çok restoran, kafe ve eğlence yerleri gibi servis sektörünü etkileyecek ve orada çalışanları ekonomik olarak zor durumda bırakacak. Servis sektörü çalışanlarının bir kısmı sigortasız ve neredeyse hepsi çok az bir ücret karşılığında çalışıyor. Dolayısıyla bu insanların çoğu kiralarını ödemekte zorlanacaklar; onları Corona virüsüyle mücadele başarıya ulaşana kadar çok zor günler bekliyor. Finansal olarak zor durumda olan kişilere yardım yapabilecek sosyal bağların önümüzdeki zamanlarda çok önemli olacak. Her krizde olduğu gibi bu krizde de en fazla zarar görenler zaten en zor durumda olanlar olacak, ve bu vicdanlı bir insan için çok acı bir çığlık.
Kısa ve orta vadede hasta olanlarımız olacak, ağır hasta olanlarımız olacak, ölenlerimiz olacak. Bilim insanları Corona aşısı üzerinde uğraşıyorlar; umulur ki bu senenin sonuna kadar bu hastalık da dünya üzerinde büyük bir tehlike olmaktan çıkar. O zamana kadar dünya olarak “bir süreç”ten geçeceğiz. Bu süreç siyaseti ne kadar etkiler bilemem ama sürecin ekonomiyi çok etkileyeceği kesin gözüküyor. Bu süreç içinde zor durumda olacaklara yardımcı olmaya çalışmamız çok elzem. Bu süreç içinde ayakta kalmaya, sağlıklı kalmaya, moralimizi yüksek tutmaya çalışmamız çok önemli. Bir de bu hastalık bize ne diyor onu anlamaya çalışmamız bence çok önemli. Çünkü her kriz aynı zamanda bir fırsattır, tabii ki değerlendirebilene.
Peki bu apansız çıkan ve bizi çepeçevre saran viral bulaşıcı hastalık bize ne diyor? Çok klişe olacak, ama diyor ki “herşeyin başı sağlık.” Diyor ki; ne oldum dememeli, ne olacağım demeli. Diyor ki; sizin bir planınız vardır, ama kaderin başka bir planı vardır. Diyor ki; bu garanti gördüğünüz kendinizin ve insanlığın yaşamı aslında çok kırılgan. Diyor ki; siz bu dünyanın efendisi değilsiniz, nereden nasıl çıktığı belli olmayan virüsler, bakteriler sizi çaresiz bırakabilir. Diyor ki; bu kadar iç içe geçmiş bir dünyada bir yerin problemi artık her yerin problemi. Diyor ki; temizlik ve hijyen çok önemli. Diyor ki; biyolojik silahlar eğer kullanılırsa tüm insanlığın sonunu getirebilir, çok dikkatli ve sorumlu olmak lazım. Diyor ki; dünyadaki hakim kapitalist sistem çok yanlış, zaten zor durumda olanlara herkesi zor durumda bırakan bir afet çıktığı zaman yardımcı olabilecek sistemler geliştirmeniz lazım. Diyor ki; yaşlılarınız ve hastalarınız çok kırılgan, onlara başka zamanlarda da destek olmanız lazım. Diyor ki; o dert ettiğiniz, paylaşamadığınız için birbirini yediğiniz şeylerin aslında hiç bir önemi yok, birbirinizle kavga edip durmayın. Diyor ki; para, makam, güç hırsıyla dünyaya daldınız ve ailenizle beraber sakin ve dingin vakitler geçirmeyi unuttunuz; biraz ailenizle, çocuklarınızla vakit geçirin. Diyor ki; bu hayatta insanın en büyük nimeti (zaman,) sağlık, aile ve çocuklarınızdır. Diyor ki; kapalı alanlarda onca insan toplanıp duruyordunuz, biraz kendinizle ve doğa ile yalnız kalın ve düşünün bakalım bu hayat ve dünya nasıl bir şey. Diyor ki; başınızda sizleri yönetenlerin ne yaptıklarını bilmesi ve halklarını koruyabilmesi çok ama çok önemli. Diyor ki; dünyanın belki de en önemli işini yapanlar bilim insanları, onlara destek verin ve saygı gösterin. Diyor ki; artık zaman düşünmeden ilerleme zamanı değil, durup düşünme zamanı.
Benim aklıma gelenler bunlar. Bunları ve çok daha fazlasını diyor bu hastalık bize. Umarım kulak veren, anlayan ve değişenlerden olabiliriz. Hepinize sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.
İsa Hafalır
Twitter: @isaemin
2 Yorumlar
Tebrik ederim hocam..Çok istifade ettim yazınızdan.. biraz daha uzun tutabilirdiniz.
YanıtlaSilHer zamanki gibi Isa Beyden cok kaliteli bir yazi. Ama bence meselenin cok önemli noktalarindan biri olan "problemin kaynagi nedir?" sorusunu es geciyor (konuyla alakali yazan pek cok baska yazar gibi).
YanıtlaSilEvet Covid-19 in kaynagi nedir? Veyahut daha önceki virus SARS in? Neden ikisi de Cin'de ortaya cikti ama diyelim Meksika'da ortaya cikmadi?
Bunun cok basit bir cevabi var: Wet markets. Yani vahsi hayvanlarin canli olarak tutuldugu, kesildigi ve müsteriye satildigi marketler. Biliyoruz ki HIV sempanzelerden, Ebola yarasalardan neset etmistir. Dolayisiyla bu "wet market" lerde bu, dogada karsilasmasi pek de mümkün olmayan hayvanlari üst üste istiflerseniz, "perfect storm" olusturmak icin elinizden gelen herseyi yapiyorsunuz demektir. Demek istedigim bir problemi konusurken, problemin kaynagini da konusmamiz gerekiyor, ama malesef bence yeterince konusulmuyor bu mevzu. Daha fazla bilgi icin: https://www.youtube.com/watch?v=TPpoJGYlW54
Berk_Ates