Neler ettiniz böyle, neler ettiniz bizlere. Ben köyümden öğretmen olmak için üniversiteye gitmiştim. Ama bir gün baktım ki ceza mahkemesinin önünde SEYBİS bağlantısının kurulmasını bekliyorum.
Bu ikisinin arasında geçen koskoca 8-9 sene zarfında, benim tarafından sadece samimiyet hissi kullanılmaktan başka bir şey düşmedi payıma.Çok güzel insanlar tanıdım. Çok güzel anılar yaşadım. Ama hepsi burnumdan geldi. O çok güzel insanlardan bir kısmı benim mahkememe katıldı. O güzel anılar dosyama delil olarak girdi. Bu anılardan 3 farklı soruşturma ve 3 farklı dava çıktı.
Cezaevi süreci ve sonrası zehir lokma oldu. Görülen rüyalar, anılar, hikayeler, atılan yalanlar ve bunlara inanmaktan başka çaresi olmayan insanlar...
Evine ekmek alamayan insanlar, benzin istasyonlarında çalışan polisler, pazarda çalışan hakimler ve tarlalarda çalışan öğretmenler vs vs. İtirafçı olanlar, itirafçı olmayanlar, kardeşini sırtından vuranlar, kardeşi tarafından sırtından vurulanlar... Meriçte boğulanlar, nezarethanede can verenlet, mahkum ziyaretine giderken ölenler...
Cezaevinde tekerlekli sandalyeye mahkum olanlar. Annesiyle hapis yatan bebekler. Ülkesinde saklanan garipler, her şeyin hesabını yapıpta bütün bu olacakların hesabını yapayan hainler.
Çoçukları müebbet alan anneler, dayanamayıp cinnet hali yaşayıp intihar eden garipler.
Tüm malını mülkünü kaybeden esnaflar, daha 3 sene yatarım var geçer biter diyen kimsesizler, KHK ile mesleğinden olan garipler, gelirse bana gelsin benden dolayı kimseye kötülük gelmesin diyen yiğitler.
Meseleyi dershane kapatma meselesi zanneden kimseler, kermeste gözleme yaptığı için 6/3 yıl ceza alan teyzeler; emekli maaşını, öğrencilere burs verdiğini zanneden emmiler; o hep duyduğumuz lahmacuncu amcalar, bayramlarda talebesinin ailesini ziyaret etmek için memlekete gitmeyen abiler; eleştiri yapıyorsun, hizmet eleştirilmez diye eleştireni süren idareciler; 3-4 ay geriden maaş alan şakirtler, bunu hazmedemeyip maaşı hızlı ödenen yere tayini çıkarılan kardeşler. Talebem yazın plaja gider, harama bakar diye yaz tatilini okuduğu yerde geçiren üniversite öğrencileri vs.
Tüm bunlar arkanızda bırakın deyip Twitter'da racon kesen Opçin'ler, üniversitede derse giriyorum diye tweet atan Uslu'lar, ortamı geren Adem Yavuz'lar. Pazartesi günlerinin başyazarıyken, şimdilerde video çeken gamsız dumansızlar. Esnafı hapisteyken kendisi manzara fotoğrafı paylaşan imamlar, hocalar. Talebesi hapisteyken yurtdışı güzellemesi yapan abiler. Kendi oturduğu yerden o cehennemlik bu cennetlik diye takım kuran büyükler. Sadece manzara resmi paylaşan Özsoy'lar. Af çıkarsa haklarınız kaybedeceksiniz, biraz daha dişinizi sıkın, az kaldı, an kaldı bitmek üzereler...
Sizler rahatsınız anladık. Vicdanınız rahat mı bilmem.
Ben bu iki kesmi görüp kahrolanlardanım.
Sizler gittiğiniz yerlerde klavye delikanlılığı, gırtlak ağalığı yaptıkça, ilk saydığım kesimden açısı çıkıyor. Artık yeter. Masum ve mağdurların üzerinden tepinmekten bıkmadınız mı? Bırakın kardeşim bırakın. Ağlamıyorsanız bari gülmekten utanın.
Çiftçi
3 Yorumlar
Efendi efendi, sümüklü feto gibi ağlayıp zırlamayı tavsiye edeceğine, sen de örgüte karşı tepkini koy, terör örgütüne tepki gösterenlere ağlayın zırlayın demek de ne oluyor. Çok meraklı isen otur köşende ağla zırla peygamber edindiğiniz feto sümüklüsü gibi. Bir de yazının sonunu sümüklü fetonun lafını değiştirerek bitirmiş haspam. Sığır çobanı feto diyordu bu lafı ağlayamıyorsanız ağlayamadığınıza ağlayın diye, ille ağlayacak zırlayacak.
YanıtlaSilOkuduğunu anlamamışsın arkadaşım bir daha oku. Adam fetönün başındakilere diyor tweet atacağınıza ağlayın diye.
SilSana gelince acırsanız acınacak duruma düşersin zihniyetindensin anlaşılan.
Okuduğunu anlamaktan aciz insan...
YanıtlaSilÇok güzel yazmışsınız hocam elinize sağlık... Duygularıma tercüman oldunuz