Felsefe deyince akla Sokrates gelir. Sokrates felsefenin babası olarak tabir edilir. Zira o düşünmenin bedelini hayatıyla ödemiş bir isimdir. İçinde yaşadığı toplumu sorguladığı için bundan 2400 yıl önce baldıran zehri içmeye zorlanarak idam edilen Sokrates’i tarih unutmadı.
Onu dava eden Meletos’u kimse bilmez. Onu yargılayan 501 Atina vatandaşı jürinin Sokrates’i yargılamak dışında tarih önünde hiçbir değeri yoktur lakin Sokrates bin yıllardır herkesin bildiği ve çoğunluğun sevdiği bir isimdir. Kuşkusuz ona olan bu binlerce yıllık muhabbetin ardında bir düşünce adamı olarak savunduğu değerlerin arkasında durabilmesi ve bunu hayatıyla ödemiş olması yatar.Sokrates’in lakabı “at sineği” olarak bilinir. Plato’dan öğrendiğimiz kadarıyla o bir konuşmasında şöyle der: “Ben Tanrı tarafından bu devlete gönderilmiş bir at sineğiyim. Ve bu devlet, koca cüssesi nedeniyle yavaş hareket edebilen ve canlanması gereken bir attır. Ben de Tanrının bu devlete musallat ettiği bir at sineği gibi bütün gün boyunca her yerde sizi uyandırıyorum, hareketlendiriyorum, azarlıyorum ve ikna ediyorum. Ve eğer Tanrı sizi düşünerek bir at sineği daha göndermezse, hayatınızın geri kalanını uyuyarak geçirirsiniz.” (Sokrates’in Savunması, Platon)
Cemil Meriç, “Aydın yaşadığı çağın ve toplumun üvey evladıdır” der. Zira aydın olmanın en temel özelliği tenkit etmektir. Muhafazakar ve statükocu bir kişilik aydın olamaz. Zira aydın olmak için bir kızıl elmanızın olması gerekir.
Aslında her peygamber, yaşadığı çağın ve toplumun bir nevi aydınıdır. Onlar da yaşadıkları çağı ve zamanı değiştirmeye çalışmışlardır. Onun içindir ki Kur’an’daki İkra ! (Oku!” hitabından sonra “Kum fe enzir !” yani Kalk ve uyar ! çağrısı yapılmıştır. Zira bilgi, sorumluluk gerektirir. Onun için, bu eylemi yapanlara Arap lisanında “en nezirül uryan” yani çıplak uyarıcı demişlerdir.
Toplum olarak çıplak uyarıcılara ihtiyacımız vardır. Sokrates’in ifadesiyle, at sineği gibi olmakla sorumluyuz. Ali Şeriati “Sizi rahatsız etmeye geldim” diyordu.
Kulağa hoş gelen menkıbeler anlatmanın zamanı değildir. Mabedde yangın var! diyerek akidenin içine giren hurafelerin sorgulanma zamanıdır. Adaletin mülkün temeli olduğuna inanıyorsak, geminin içine su sızdığının haykırılması gerekmektedir. Sonucu Sokrates gibi baldıran zehriyle idam edilmek dahi olsa. İmanın ve düşüncenin bedelini ödemektir kimileyin erdem. At sineği Sokrates gibi olmak belki de…
Bilgin Erdoğan
Twitter: @BilginErdogan1
1 Yorumlar
İşte bu yazı bağlamında; aydın insanlar, bu platformdan eleştirilemez put kabul edilen fetullaha, çok güzel bir şekilde tenkitlerini, eleştirilerini ve bilmediği için yaptığı yanlışlıkları, bilerek yaptığı ihanetleri iletme şansı buluyorlar. Münferit.net'in aydın insanlarına buradan teşekkür etmek istiyorum.
YanıtlaSil