Header Ads Widget

test banner

Atina

 

Vaktinize saygı göstererek mümkün olduğu kadar kısa yazacağım.

Londra’dan 5 arkadaş geçen hafta 6 Aralık’ta Atina’ya gittik 8’inde tekrar Londra’ya döndük. 

Atina Batı Avrupa’ya nazaran hayatın daha ucuz olduğu bir şehir. Mesela aylık kirası 300-400 Euro’ya 1+1, 500-600 Euro’ya ise 2+1 odalı daireler kiralanabiliyor. Kira haricinde ana baba iki çocuklu bir aile aylık 400-500 Euro’ya düşük standartlarda yaşamak şartı ile geçinebiliyor. Birleşmiş Milletler mültecilere yetişkinler için kişi başına aylık 140 Euro, çocuklar için ise kişi başına aylık 60 Euro yardım ediyor. 

Kültürler çok yakın, Türkiye’den yıllar evvel göç etmiş/ettirilmiş, hala ana vatan sevgisini koruyan ve oradan gelen insanlara yeri geldiğinde bunu gösteren çok Rum kardeşimiz var. 

Meriç’ten insan geçirmenin fiyatı adam başı 300 Euro’dan başlayıp 4000 Euro ya kadar çıkabiliyor. Denizden insan geçirme ise genellikle yazın yapılıyor, fiyatı adam başı 3000 Euro’dan başlayıp 6000 Euro’ya kadar çıkabiliyor. İnsanlara mülakatta Gülenist olduklarını söylemeleri tavsiye ediliyor, bu yanlış bir tavsiye, ilticanın kabul edilmesi Gülenist olmaya bağlı değil, insanlar Gülenist değiller ise Gülenistiz demek zorunda değiller ve bunun ilticanın kabulüne olumsuz bir etkisi yok. Mültecilerin iltica taleplerinin kabulünde ne oldukları değil neden kaçmak / iltica etmek zorunda kaldıkları önemli. 

Atina mülteciler tarafından bir geçiş yeri olarak kullanılmak isteniyor, nihai hedef mültecilerin daha iyi şartlarda yaşayabildiği Batı Avrupa’ya ulaşmak. 

Meriç’ten ya da denizden geçebilenlerin, baş vurup, yardım talep edebileceği, bilgi alabileceği, Hizmetin organize ettiği, açık adresi belli bir merkez biz göremedik. Türkiye bağlantılı başka grupların, kolaylıkla ulaşılabilen, hukuki bilgi veren, yol gösteren, yardım eden merkezleri var. Ne mutlu ki mültecilerin yoğun olduğu yerlerde faaliyet gösteren, tamamen ücretsiz hizmet veren, adalarda bile ofisleri olan The Greek Council for Refugees (GCR) gibi birçok Yunan sivil toplum kuruluşu var ve gerçekten son derece samimi yardım etmeye çalışıyorlar. 

Yunanistan'a yapılan siyasi sığınma başvurularında, T.C. vatandaşlarına çok geç bir mülakat tarihi verilmekte (halihazırda 25 Eylül 2025 saat 7’ye kadar uzamış durumda, bu tarihi gören arkadaşımız var). Başvuru sahibi, geçerli bir gerekçe göstererek (sağlık sorunları, konferansa katılma ya da iş başvurusu ile ilgili mülakata katılma ihtiyacı gibi mesleki nedenler), mülakat tarihinin erkene alınmasını talep edebilmekte. Bu tür talepler, gerekçe makul olduğunda olumlu karşılanmakta ve mülakat tarihi birkaç ay sonrasına alınabilmekte. İlgili Yunan kanun maddesi: 50 παρ6 περ. δ του Ν 4375/2016 (50 par. 6 of d. 4375/2016) 

Atina’da Türkiye’den kaçmak zorunda kalmış, hizmet ile eskiden ya da halen iltisaklı toplam aile sayısı sirkülasyona bağlı olarak 250 ile 500 arası değişiyor. 

İkisini daha evvelden tanıdığımız, ikisi ile orada tanıştığımız toplam dört mülteci arkadaşla görüştük. Hepsi de Hizmetten yardım alamadığını söyledi. Bir keresinde Hizmetten görevli bir arkadaş, yeni gelmiş bir mülteci arkadaşa "madem paran yoktu niye çıktın o zaman kardeşim" demiş, münferit bir olay tabi ama epey acıklı. Daha evvel Twitter’da belirttiğim gibi birçok kere aile eşleştirilmesi teklif edilmiş, çeşitli nedenlerle kabul görmemiş. Mültecilerin işleri gerçekten çok zor, bir sürü belirsizlik, bilgisizlik, yokluk içinde hayatta kalma mücadelesi veriyorlar. 

Bunları yazmamın başlıca iki nedeni var, birincisi bu bahsettiğim şartların iyileştirilmesi için, üzerine alınan herkesin üstüne düşeni, elinden geldiğince yaptığı yardımın yerine ulaşıp ulaşmadığını kontrol ederek yapması, ikincisi de Türkiye’den kaçmayı düşünenlerin bu yazdıklarımı okuyup, araştırması, soruşturması, değerlendirmesi ve karar vermeden evvel iyi düşünmesi. 

Hiç şüphesiz en güzeli Türkiye’de toplumsal barışın tesisi ve ülkenin masum insanlarının kendi vatanlarından kaçmak zorunda kalmayacak hale gelmesi. Barışa destek vermeyenlere, bu uğurda elinden gelenin en iyisini her ne sebeple olursa olsun yapmayanlara, binlerce km uzaktan, Türkiye’deki yüzbinlerce perişan masum insan adına, onların fikrini sormadan, "af değil adalet istiyoruz, dik duracağız eğilmeyeceğiz " vs. safsatalarla, afla ile ilgili en ufak bir yumuşamada, çeşitli tahriklerle ortalığı kızıştıranlara yazıklar olsun. 

Selamlar. 

Dr M. Can Önal
Twitter: @DRMCONAL 
author

"Sorumluluk Reddi" Konusunda Önemli Bilgilendirme:

Münferit Fikir Platformunda yazılan tüm yazılar, aksi MFP YYK tarafından belirtilmedikçe yazarların kendi görüşleridir. MFP’nin ve platformdaki diğer yazarların görüşlerini yansıtmaz veya ifade etmez.

Yorum Gönder

2 Yorumlar

  1. Adaleti geçtik..af istiyoruz,hemde dört gözle bekliyoruz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gülen ve etrafındakiler hasbi değil hesabi davranıyor; Af gelirse AKP ye yarayacağını, artık mağdur edebiyatı yapamayacaklarını düşünüyorlar...

      Sil