Louis Aragon, Fransız edebiyatının en etkili ozanlarından biri olarak bilinir. Türkçeye "Mutlu Aşk Yoktur" adıyla çevrilen şiiri ve bir de "Elsa’nın Gözleri" onun hayatıyla ilgili fikir verir bize.
Eşi için şiirler yazan ve mutlu bir hayat sunan şair Aragon, eşi Elsa’nın da kendisine ilham veren sadık bir hayat arkadaşı olduğu kanaatindedir.Elsa vefat ettikten sonra evinde eşyaları karıştırırken bir odada eşine ait bir defter bulur. Bir de ne görsün! Elsa’nın ilişkide olduğu otuz küsur adamın isimleri. İlişkilerin detayına kadar gözleri yaşlı olarak okur onları Fransız şair.
Aragon büyük bir hayal kırıklığına uğrar.
Peki ama Elsa kendisini bu kadar seven bir adama bunu niçin yapmıştır?
Eşinden mutlu olmadığı için yasak bir ilişkisi olsa bu durum ahlaki değerleri çok da yüksek olmayan Fransa için herhangi bir olay olur ve dikkat çekmez.
Lakin tanınmış otuz küsur adamla birlikte olması Elsa’nın iç dünyasında yaralı bir kişilik olduğunun göstergesidir. Bir nevi sevgi açlığı ve muhteris bir doyumsuzluk. “Herkes beni sevsin” tutkusu.
İnanıyorum ki hepimiz içimizden Elsa’yı kınıyoruz. Bu irtikap edilen günahın çirkinliğini ruhumuz kaldırmıyor. Hatta kimileri içinden galiz sözlerle küfrediyor.
Lakin cinsel anlamda Elsa’da görülen bu doyumsuz muhteris tavır ve açgözlülük bürokraside, politikada ve bilhassa piyasada olunca gözümüze batmıyor.
Siyasi veya dini liderlerin Hubris sendromu denilen güç zehirlenmesinin mağduru olmaları hiç dikkatimizi çekmiyor!
Ya bir zamanın muhlis mücahitlerinin şimdilerde muhteris birer müteahhit olmalarına ne dersiniz?
Bir sınır yoksa, hiç sınır yoktur der İslamoğlu.
İnsanın şöyle aynanın karşısına geçip “Ben neyim ve bu hal neyin nesi deme vakti gelmedi mi?
“Fe eyne tezhebun – Bu gidiş nereye” diyen Rabbin İlahi hatırlatmasına kulak verme zamanı gelmedi mi?
Yarın yaparım yarın yaparım deme, ne yarınlar geçti, hani ne yaptın? der bir şair.
Bir Fransız atasözünde olduğu gibi, “Bugün değilse ne zaman?”
Öyleyse ey siyasiler, bürokratlar, tüccarlar ve hatta hepimiz! Niçin Elsa’nın doymayan gözleri gibi hep gözlerimiz.
Eşkıya iken bir yürek ihtilali yaparak alimlerden olan Fudayl bin İyad gibi gönüllerimizde ihtilal yapıp Rabbimize dönme vakti gelmedi mi?
Fransız şairi Aragon’un sevgilisi Elsa’nın gözleri gibi bizim de bir gün toprak olacak doymayan bu muhteris gözlerimiz!
Bilgin Erdoğan
Twitter: @BilginErdogan1
0 Yorumlar