Soru 1:
Cemaatin üst kadrosu darbeden üç yıl öncesine kadar yurt dışına çıkarılmış ama taban kesiminin bundan haberi bile olmamış. Bunun sebebi para kaynağının birden kesilmesini önlemek miydi? Böyle ise, cemaate gönül vermiş insanlar acımasızca harcanmış olmadı mı?
Soru 2:Bütün abiler şahittir ki Adil Öksüz kamptan çıkmayan biri olarak yıllarca hocanın sağ kolu olduğunu bilmeyen olmadığı halde nasıl bütün dünyanın gözü önünde medya kanallarında Adil Öksüz’ü tanımıyorum diyebildi? Bu kadar büyük bir yalana dili nasıl vardı?
Soru 3:
Cemaatine herkese hayır duada bulunun “herkesi affedin, herkese hakkınızı helal edin, biz yıkmaya değil yapmaya geldik” derken neden kendisi medyanın önünde kendi adına bile değil, hiçbir kirli, gizli işlerinden haberi olmayan masum cemaat insanları adına bedduada bulundu?
Soru 4:
Hapislerdeki zavallı insanlar yapılan eziyetler karşısında canını veya yakınını kurtarmak amacıyla itirafçı olursa “arkadaşlarının isimlerini veren KAFİR’dir” dedi. (Bamteli: Kazanma kuşağındayken korku, iftira ve gıybet) Peki öyleyse neden kendisi 20 sene önce korkudan Amerika’ya kaçtı ve sağlık problemleri bahanesini yıllarca orada kalmasına sebep gösterdi?
Sağlığının çoğumuzdan daha iyi olduğunu şimdi anlıyoruz. Neden gerekirse hapse girip kafasının yarılmasını göze alamadı. Kendi canı kıymetli de sıradan insanların canı değersiz mi?
Soru 5:
Yıllarca videolarında gözyaşlarıyla sohbetler yaptı, ağlamadığı video yoktu. İnsanlar acılardan hastalık sahibi olurken yaşanan bu büyük dertler içinde sağlıklı insanlar hasta olup ölürken neden bu olaydan sonra sohbetlerinde, gözlerinden bir damla yaş akmadı? Neden yüzüne rahat ve umursamaz bir ifade gelip oturdu?
Hocanın yıllarca aldığı avuç avuç ilaçlardan inim inim inlemelerinden ve uykusuzluklarından bahsedilirken gözyaşı dökmeyen insan kalmazdı. Ama kendisi sanki normal bir zaman sürecindeymişiz gibi hiç oralı bile değil. Böyle bir tablo çiziyor. Hiçbir zaman da ağız dolusu darbeyi ASLA biz yapmadık demedi. Yarım ağız darbenin sonucu belli olduktan sonra “biz yapmadık” dedi kısık bir sesle suçlu çocuklar gibi ama hiçbir zaman ikna edici bir açıklama yapmadı.
Soru 6:
Bine yakın bebek hapisteyken cemaati çöp kutularından yiyecek toplarken, yurtdışındaki kamp ve yurtiçindeki hücre hapsindeki insanlar içecek çay bulamazken Enes Kanter’e yediklerinin artıklarını (Mübarek ya) yollayarak bütün dünyanın gözü önünde keyifle çayını yudumlarken nasıl boğazından geçirebildi? Kahrından meşhur hastalığının ağırlaşması beklenmez miydi?
Soru 7:
Her çay ya da su içişinde özellikle dibinde birazını arkasından bu artıkları insanların içmesi için bırakırken, "Rakibi” için ona dokunmak ibadettir diyorlar deyip onları kınarken kendisi de aynı şeyi yapmıyor mu sizce?
Soru 8:
Sürekli gaib alemle haberleştiğini "söylediklerimi ben mi söylüyorum sizlere zannediyorsunuz" diyerek her perşembe geceleri peygamberimizle görüştüğünü ima ederek saf insanları kandırma yoluna neden gitti? Çünkü Gaibi yalnız ve yalnız Allah bilir bunu en iyi kendisi bilmiyor muydu sizce? Vahiy sadece peygamberlere gelir diye biliyoruz. Bu tip söylemleri psikiyatride psikotik hastalıklara sahip insanlar söyler gaibden haber alıp halüsinasyonlar görürler. Cemaatinin ona gösterdiği merhamet, saygı ve sevgiyi kendisinin müritlerine gösterdiğini düşünüyor musunuz?
Soru 8:
Kendisi her söyleminde diğergam olun, ancak başkasını kurtarırsanız kurtulursunuz, açın sinelerinizi, kollarınızı açabildiğiniz kadar, hepinizin birer kardeş ailesi olsun derken, üç senedir mağdur olan kendi insanına neden el uzatmadı, neden Muhacir ve Ensarlıktan bahsedilmedi? Bir kriz masası kurulup Ensarlara mutlaka hepinizin bir Muhacir kardeş ailesi olsun denmedi? Ancak insanlar kendi aralarında hatta daha çok muhacir muhacire kendi şahsi gayretleriyle yardım etti. Ortalıkta kan gövdeyi götürürken sohbetlerinde ya rakibine laf atıp durdu ya da imandan ihlasdan bahsetti sanki her şey süt limanmış gibi.
Soru 9:
Yapılan bütün hayır işlerinin (okulların yurtların vs.) arkasındaki tek sebebin DEVLETİ ele geçirmek olduğu iddiası doğru mu?
Bunların bu amacın üstünü örtmek (sütre) için olduğunu küçümsenmeyecek kadar çok sayıda üst abiden ve ağızdan duyduk. Bunu söyleyenler hala nasıl Pensilvanya kampında olabiliyorlar? Haklı ve doğru söyledikleri için mi?
Soru 10:
Neden yapılan bu zulümlere bu kadar sessiz kaldı? “Zalimin işini kolaylaştırmamak” bahanesinin arkasına sığınmak suretiyle “ben geliyorum teslim oluyorum” diyerek milyonlarca insanın çektiği eziyetin hafifletilmesi için kendini neden feda etmedi? Sürekli sohbetlerinde bu dünyada duramadığını, Rabbisine kavuşmak için can attığını, aslında vazifesi daha bitmediği için ölemediğini sık sık vurgularken ne oldu da milyonlarca insanın ölümüne seyirci kaldı? “Benim yüzümden” demedi? Said Nursi yıllarca zindanlarda çürürken müritlerinin kıllarına zarar gelmesin diye canını feda ederken, bu devrin mürşidi de kendisi özgür, müritlerinin mi esir olmasını tercih etti?
Soru 11:
Darbeden bir yıl önce, “çok yakında gidecekler, bir sabah uyanacaksınız ki artık yoklar” sözlerini acaba duymayan insan kalmış mıdır size soruyorum? Twitter’da zaten bas bas yazıyorlardı. İma ettikleri şey darbe değil de neydi?
Aslında her şey o kadar açık ve seçik ki. Bu soruları sormak için (cemaat tabiriyle cevapları sorulamak için) hocanın yanına girebileceğini düşünen varsa yalan söylüyor.
Allah’tan başka herkes sorgulanabilir hatta peygamberler için bile sorgulanma izni verilirken Gülen için LA YÜS’EL yani “sorgulanamaz” diyen mollalar Allah’ın ayetlerini niçin hatırlamıyorsunuz? Sorgularsan hatta eleştirirsen dinden çıkar mürted olursun söylemiyle yıllarca aldattınız bizi. Siz yokken de biz Müslümandık. Kayıtsız şartsız itaat edeceksin cemaat abilerine. Rüku yetmez bir de secde gibi. Bir tek Allah sorgulanmaz. Ben sorguladım ve anında AFOROZ ve tecrit edildim. Kendimi Orta Çağda yaşıyor gibi hissediyorum. Cemaatte AFOROZ sisteminin bu kadar güçlü ve hızlı olduğunu bilmiyordum. Cennetin anahtarları onlarda. Uyarsan cennete girersin yoksa zayi olursun çünkü kimin kafir ve cehennemlik olduğuna onlar karar veriyor. İyi ki Hoca denilen zat haşa Allah değil. Yoksa cemaat dışında kalanlar cehennemlikti.
Soru 12:
Tüm hakim, savcı, polis, asker, rektör ve milletvekillerinin tek bir kişiden emir aldığı sisteme ne denir? Cemaatin de eleştirdiği gibi diktatörlük denir değil mi? Peki emri veren resmi değil de sivil ise bu sisteme ne denir? Bu sisteme de sivil dikta denmesi gerekmez mi? Resmi dikta sisteminde itaat edenlerin motivasyonu korku ve menfaat iken sivil dikta sisteminde ise daha güçlü bir motivasyon olan iman, cennet, şehadet ve Allah rızası gibi hayatın gayesi edinilen hedeflerdir. Bu durumda sivil dikta bir ülke için resmi diktatörlükten çok daha tehlikeli değil midir? Cemaatin kadrolaşma sistematiği tam olarak buna götürmüyor muydu ülkeyi?
O kadar çok cevabı olmayan soru var ki.
Soru 13:
Tarafsız objektif ama Hocayı tanıyan bir psikiyatristten yorum alabilir misiniz? Acaba Fethullah Gülen Narsist kişilik mi?
Bu kadar insanı mağdur ettikten sonra bir de insafsızca kendilerinden başka herkesi suçlu görüyor cemaat trolleri. En başta Allah suçlu haşa. Allah’tan geldi diyerek insanları sindirmek için kendilerinin ene ve kibirlerinden kaynaklanan suçlarını örtmeye çalışıyorlar. İnsanları bir şekilde halk tarafından seçilmiş, beğenmesen de devletin başkanı olan kişiye karşı tahrik ederek düşmanlık ve kin duygularını medya üzerinden aşılayıp, Peygamberimizin yaşadığı dönemle eşitlemeye çalışıyorlar. Bu yaptıkları siyasete doğrudan müdahale değil de nedir?
Bundan sonra bence hizmet denilen hareket bitmiştir ve son noktayı kendileri koymuştur. Yok bir hikmet var yok İslamiyet patlaması olacak gibi şimdiye kadar okudukları masallara artık kimsenin inanacağını bir zahmet ümit etmesinler. Gerçi Anadolu halkı hemen inanmaya açıktır böyle söylemlere. Doktor hatasından dolayı hasta ölür, ama nefesi bu kadarmış ilahi takdir denir. Neden öyleyse medeni ülkelerde insanlar bu kadar kolay pisi pisine ölmez? Kaderin veya Allah’ın üzerine atarak sorumluluktan kurtulunmaz? Hatası olan yargılanıp cezasını çeker? Bir ordu düşman karşısında mağlup olunca sorumlu ordu komutanı olur da yıllardır derin devletle savaşıp mağlup olunca cemaatin komutanı değil de mensuplarına kesilir ceza? Bu anlayışı güya eğitimli cemaat mensupları niçin eleştiremez?
Soru 14:
Cemaat içinde yıllarca bulunmuş insanlar polise savcıya değil doğrudan sohbetlerde itiraf ediyor artık asker ve polislere soruların verildiğini. Sorular verilmedi yalanını daha ne kadar sürdürebileceksiniz?
Soru 15:
Bank Asya’ya diğer bankalardan faizle para çekip yatırın emrinin bizzat muhatabıyım. Tanıdığım ve yakınım subaylara içki içme serbest bırakıldı veya emredildi. Eşlerinin başları açtırıldı. Allah’ın haram kıldığını helal etmek İslam’ı kurtarmak adına yapıldı. Yarın karılarınızı getirin denilse onu da mı yapacak cemaat? Bu gayri meşruluğun sınırını kim koyuyor? Nerede sonlanıyor? Bu durumda ulaşacağınız düzen İslam mı yoksa sapık bir inanç sistemimi oluyor?
Fethullah Gülen sahi sen kime hizmet ediyorsun? Din adına Allah’ın haram kıldığını helal kılma yetkisini kendinde görüyorsun?
Bu yazdıklarımdan dolayı beni MİT elemanı, AKP’nin yandaşı vs. gibi ithamlarla veya küfürlerle aşağılamaya kalkacaksanız vazgeçin. Bir KHK mağduruyum. İyi ki dinimi sizden değil de anne ve babamdan öğrendim. Başımıza gelenlerin sebebinin Allah’ın ayetlerinin değiştirilmesini sorgulamadan uygulamak olduğu anladık. Uyuduğunuz derin anesteziden uyanma şansınız belki olabilir diye bu soruları yazdım. Cevap vereceğinizi de sanmıyorum.
Refika
6 Yorumlar
1. soruda üst kadronun kaçışı tabanın para vermesinin kesilmesi ile ilişkilendirilmesi sığ olmuş. tabanın yapıyı terketmesi ile ilişkilendirilseydi daha uygun olurdu.
YanıtlaSilSorular çok güzel ve çok net. Teşekkürler. Yazılarınızın devamını bekliyoruz.
YanıtlaSilAylarca cezaevinde kalıp kanser hastası olan bir kadınım.
Kibir abidesi,yalancı,iki yüzlü olan Gülen ve yanındakilerin karşısına geçip bu soruları yüzlerine haykırmak hesap sormak çok isterdim. En kısa zamanda cezalarını çekmelerini diliyorum.
Çok haklı sorular. Bir kadın tarafında bu kadar açık yüreklilikle sorgulanması da ayrıca önemli. Psikoloji eğitimi almadım ama Fetullah Gülen'in narsist olduğunu, çok ciddi derecede alçaklık duygusunun olduğunu düşünüyorum. Kendi dünyasında bu kadar insanı bu yola sürüklemesinin ve bundan pişmanmış gibi görünmemesinin en önemli nedeni bu bence. Muhtemelen köylü, Anadolununun ücra bir köşesinde büyümüş, beyaz Türkler karşısında kendini ezilmiş hissetmiş vs. Bu tür travmalarının ruh ve duygu dünyasını şekillendirdiğini düşünüyorum.
YanıtlaSilFethullah gülenin narsist bir kişilik olduğuna katılıyorum. Ama açıklanamayan bazı tavırlarının nedeninin sadece narsist olması olmadığını, angaje olduğu ülkeler ve orgutlerle ilgili olduğunu değerlendiriyorum. Çünkü sadece cemaatine değil onlara da vermesi gereken bir hesap var. Dusunun teslim olsa ve hangi devlet ve orgutlerle nasıl bir ilişkisi olduğunu açıklasa yer yerinden oynar.
SilYani yapamaz. Yaptirmazlar
Gülen'in çok zeki olduğu kesin, dini bilgileri tartışılmaz, hitabeti çok kuvvetli. Russel Crowe'un başrolde olduğu akıl oyunları filmindeki gibi bir durum söz konusu diye düşünüyorum..
YanıtlaSilTek başına zeka bir işe yaramaz.Bunu akıl feraset ve basiretle birleştirmezsen bugün ki durum hasıl olur.Kuran-ı Kerimin bir çok yerinde sıklıkla akletmezler mi ? diye ayetler geçer.Akıl,zekadan çok daha önemlidir.Aklı var ama fikri yok diye de atasözleri boşuna söylenmemiştir.
Sil