AKP ile cemaat arasında bir fark yok. Cemaat ile Çiftlik Bank arasında da. Aslında AKP ile Çiftlik Bank arasında da…
Biri siyasal İslam’ın kaba-saba, nobran, hodbin ve mülkü hoyratça yöneten tarafı, diğeri ise daha komplike ve ilkeli, küçük burjuvalardan mürekkep, sıkı-hırslı ilahiyat hocalarınca yönetilen ‘tersinden güç toplama’ merkezi. Amaç mülkü yönetebilmek. Mülk devlet oluyor. Gerçi tüm sosyolojik aşiretlerin de aynı amaçta olduğu bir aşiretler konfederasyonunda yaşıyoruz.Burası Ortadoğu. Tüm sosyal gruplar mülkü yönetmek ister doğal olarak. Bunun en meşru yolu oturup parti kurup seçimlere girmek. Gerisi (mülk yönetme şiarı taşıyorsa) meşru değil bence. Neyse… Bu ayrı bir konu.
Burası Ortadoğu. Burada mülk devletten dağılır ve sonra tekrar devlette, sultanda, merkezde toplanır. Bir defa bunu kabul edelim. Neden bizde 200 senelik şirketler, hissedarlar, mülk sahipleri yoktur? Nasıl olsun ki? Mülk, doğası gereği güvenliği sever. Güvenlik ise insanların hayatlarının başka insanların iki dudağı arasında olmadığı, güvenlikli, sahili selamet yerleri ister. Burada mülk devletten dağılır ve devlette toplanır. Tüm istibdat toplumlarında, istibdat ile yönetilmek genlerine işlemiş tüm doğu toplumlarında olduğu gibi.
Doğuda neden şövalyeler yoktur? Neden düello geleneği yoktur? Doğunun tarihi neden birbirine pusu kurup duran aktörlerden geçilmez?
Baskın basanındır çünkü. Mülkü ele geçirmenin en iktisatlı yönü budur da ondan. En az kayıpla en büyük kervanı ele geçirmek için yapılan gazadır doğuda tarih…
Baskın yapmadan, darbe yapmadan, yani tabandan gelip tavanı şekillendiren bir zorlayış olası mı istibdatla yönetilmek genlerine işlemiş bir halkta? Korkunç bir eğitim sisteminde, korkunç bir mahalle baskısında ve korkunç önyargılar, törelerle ezilip öğütülmüş nesillerden oluşan bir halk, insanlığa ne katkı sunabilir? Biz insanlığa ne verdik ayrandan başka?
Gelelim Çiftlik Banka. Bu konu cemaat mensuplarını ilgilendiriyor. Çünkü Çiftlik Bank hissedarları ile benzer çok yönleri var. Bir düşünelim. Çiftlik Banka millet neden güvendi ve götürüp para yatırdı? Amaç aynı idi. Az verip çok almak. Ne ilgisi var diyeceksiniz? Çok var: söyleyeyim.
Cemaat müntesipler, muhipleri de az emelle çok çok sevap almak kolaycılığı için cemaate maddi manevi, hem maddi, hem manevi ve hatta her şeyinden başka çocuklarını, nesillerini feda etmedi mi? ‘Şirketi maneviye’ olan bu şirketin hissedarları öylesine büyük, öylesine akılalmaz ve öylesine iktisat-ötesi bir hayal dünyasına girip, öylesine aldatıldılar, kandırıldılar ve kaybettiler ki, tarifi, şerhi imkansız. Çiftlik Bank yanında hafif kalır. (Üstelik AKP eli ile ve bizzat da teşviki ile oldu bu) O hiyerarşi içerisinde olup (tepedeki yönetim) cemaatin Çiftlik Bankını yönetenler hep yanlış olanı seçtiler, yanlış olanı yaptılar ve en son da- isterse dedikleri gibi tamamen komplo, tezgah olsun hiç fark etmez- en hafifinden devam eden beceriksizlik örnekleri sergileyerek 15 Temmuz’u var edecek atmosferi, iklimi ve şartları bile bile kendileri yurtdışındayken, güvenli ‘sahili selamet’lerdeyken yaptılar. 15 Temmuz ile de yarattıkları iklimi taçlandırttılar, tüy diktiler... Üstelik gerçek Çiftlik Bankın sahibi tosuncuk gibi zan altında kalmadan, İnterpol kayıtlarına düşmeden.
Şimdi hiç utanıp, sıkılmadan hala internette, Youtube’da, Twitter’da ekran karşısına çıkıp konuşabilmelerine mi yoksa zavallı mazlum cemaat mensuplarının halen onları dinleyip, ümitlenmelerine mi şaşmalı insan.
Yahu kardeşim siz oynadınız kaybettiniz. Şirketi batırdınız. Bırakın artık milleti, düşün yakasından insanların. Sıkılmak, utanmak yok mu sizde yahu?
Kibar
0 Yorumlar