Bu yazıyı özellikle cemaati bilmeyen kişiler için yazmak istiyorum. Madem onlar için yazıyorsun niye FETÖ demiyorsun diyenler de olabilir, çünkü hem geçmişten bahsederken hep cemaat kelimesini kullanıyorum o zamanki adıyla, hem de FETÖ’yü cemaat içinde bir parazit yapı olarak görüyorum. Ayrıca Hizmetten olan kişiler de içinde bulundukları cemaati bilmiyorlar. Onlara da ulaşıp bazı temel noktaları anlatmak istiyorum ve ilginç bir şekilde FETÖ kelimesini kullanınca bir insan daha hapse düşecekmiş gibi tepki verenler oluyor. 200 bin insanın doğrudan tutuklanma nedeni olan Bylock programını hiç sorgulamayanlar, aman ha FETÖ demeyin o zaman baştan kaybederiz ve masum insanlar hapse girer diyor. Hassasiyeti olanlar olduğu için o kelimeyi başlığa çekmedim.
25 yaşında olduğumu daha önce belirtmiştim. Cemaati ne kadar bilebilirim ki size cemaat uzmanı gibi bazı şeyleri anlatabileyim? Öncelikle tecrübe ile cemaati ancak buz dağının görünen yüzü kadar bilebilirim. Ben de çoğu insan gibi haberlerden, itiraflardan, cemaati bilen başka insanlar ile konuşmalarımdan bazı şeyleri öğrenebildim. O yüzden görüp yaşadığım şeyleri anlattığımı düşünmeyin. Peki benim tecrübelerim bu kadar azken niye böyle bir yazı yazıyorum. Çünkü cemaati bilen hiçbir insan böyle bir yazıyı yazmayacaktır. Hiçbir kimse konuşmayacaktır. Ne Fethullah Gülen ne de oradaki bir molla çıkıp size cemaati anlatmayacaktır. Ya da hiçbir zaman Kemalettin Özdemir’in devlete ne anlattığını bilemeyeceksiniz. Bile bilseydik bugüne kadar her şey ortaya çıkardı ve ortada bilgi karmaşası olmazdı. Saçma bir haber çıktığında haberin saçmalığını tüm Türkiye anlayabilirdi.
Pandora’nın kutusunun sonuna kadar açılıp her şeyin ortaya çıkması gerektiğini düşünüyorum. Birileri inadına Adil Öksüz’ü tanımamazlıktan geliyorsa, biz de bu site vasıtasıyla %100 şeffafiyet ile cemaat hakkındaki her şeyi ortaya koymalıyız diye düşünüyorum. Benim başladığım bu seri yapının sadece bir bölümüne ışık tutacaktır. Diğer bölümleriyle ilgili de başka kişiler bu seriyi devam ettirirse çok memnun olurum. Ali Aktaş’ın Bylock Zokası kitabını okuduğumda, bizim için normal görünen bazı şeylerin dışardan bakan kişilerin çok yanlış anladığını görmüştüm. Bu noktada toptan herkesin bu cemaatin pis yüzüyle ilişkili olduğu düşünülmemesi için bu cemaatin yapısının anlatılmasını önemli buluyorum.
Öncelikle cemaat piramit şeklinde örgütlenir sözünü her ne kadar 15 Temmuz’dan sonra bol bol eski cemaatçiler tarafından duysanız da bu boş bir benzetmedir. Cemaat rüzgargülü gibidir. İlerledikçe bunu daha iyi anlayacaksınız. Askeriyeden tutun tüm siyasi partiler de piramit şeklinde örgütlenir. Devletler de piramit şeklinde örgütlenir. Ama cemaatte tek bir piramit yoktur. Birbirinden bağımsız 200’e yakın piramit vardır, belki daha fazla belki daha az. O yüzden piramitmiş bunlar diye şaşırmaya gerek yok, bu zaten doğal bir şey tek adam varsa piramit vardır, bilinmesi gereken önemli kısım tek bir piramidin olmadığıdır. Piramitler rüzgargülü gibi ortada tek bir noktaya bağlıdır. O tek kişi de kimine göre Gülen’dir kimine göre Gülen yaşlı olduğu için 33 kişilik heyettir.
Cemaati buzdağına benzetiyorum, ama görünür kısmı yani tabanı daha büyüktür, arka plandaki kısmındaki insan sayısı daha azdır ama yaptıkları gizli işler daha fazla olduğu için buz dağı örneğini veriyorum.
İlk olarak buz dağının görünen yüzünden başlayalım. Cemaat deyince ilk planda akla ne geliyor. Kolejler ve dershaneler ve yurtdışındaki okullar. Bu yapılar cemaatin en görünür yüzüdür. Çoğu insan da tüm bu pisliklerin bu görünür yüzde olduğunu düşünüyor. Mesela soruları vermişler diye bir haber çıkınca, çoğu insan ya bizim akraba da bunların dershaneye gittiydi, ondan kazanmış demek ki, ya da bizim yeğen de bunların okula gittiydi benim oğlan bundan zekiydi ama benim oğlandan iyi bir yeri nasıl kazandı diye düşünürdüm bundanmış diye düşünüyor. Hatta kimi zaman doğrudan haberi yapanlar haberi bu şekilde giriyor. Gerçek ise öyle değil, bir kere bunlar görünür yüzü, reklam yüzü, bu yüzde illegal bir faaliyet yapacak kadar kimse salak değildir. Bu yüzde illegal bir faaliyet yapmasının bir mantığı da yoktur. Çünkü dershane ya da kolej öğrencisi Gülen cemaatindendir diye bir kural yoktur. Ya da dershane öğretmeni ya da kolej öğretmeni abidir diye de bir kural yoktur. Peki çok üst düzey imamlar kolej öğretmeni çıkıyor bu nasıl oluyor? Onlar sigortalı bir işte çalışıyor görünmek için kâğıt üstünde kolej hocası olarak gözüken kişiler, yoksa kolejde gerçekten öğretmenlik yapan kişiler değildir. Cemaatten sonuç olarak maaş aldıkları için, o maaşı da öğretmenlik maaşı diye açıklayabiliyorlar. Yoksa bir insanın haftada 30-35 saat ders anlatıp, arada da cemaatin illegal işlerinin imamlığını yapması mümkün değildir.
İkinci görünen yüz, abi/abla evleri. Bu görünen yüz de halk ile dershaneler ve kolejler kadar iç içedir. Gizlisi saklısı pek yoktur. Bu görünen yüzde de üniversite öğrencilerin kaldığı abi evleri vardır. 5-7 üniversite öğrencisi bir abi evinde (3 oda 1 salon) kalır. Böyle evlerin 5-10 tanesinin bir araya gelmesine bölge denir. Böyle bölgelerin 3-7 tanesinin bir araya gelmesine de büyük bölge denir. Bölgeler ve büyük bölgeler Türkiye’nin coğrafik yapısına göre örgütlenir. Yani Türkiye’deki küçük bir ilçedeki tüm abi evleri bir büyük bölgeye bağlıdır, o büyük bölgenin ismi de büyük ihtimal ilçe ile aynıdır. Mesela İstanbul için X üniversitesinde okuyan öğrenciler, o üniversiteye yakın yerlerdeki abi evlerinde kalırlar, o evlerin 15-30 tanesinin bir araya gelmesi ile büyük bölge oluşur. Ve hepsi aynı ilçede olduğu için o ilçenin ismiyle anılırlar. Ve o evlerde kalan herkes aşağı yukarı birbirini görür, bilir. 3-4 Büyük bölgenin birleşimi ile eyalet oluşur. Eyalet dense bile aslında o da büyük bir ilçenin ismini alır. Eyaletlerin birleşmesi ile de il oluşur. Yani o ildeki tüm cemaat evlerinin bir araya gelmesi, derseniz yanılırsınız, il = İstanbul değildir. İstanbul büyük olduğu için 3-4 tane il’e ayrılmıştır. İstanbul il abisi diye tek bir abi yoktur, 3-4 tane il abisi vardır. Bu 3-4 tane il abisi ve diğer Marmara bölgesindeki il abilerinin başında da Marmara büyük bölge abisi diye tek bir kişi vardır. Büyük bölge, fark ettiyseniz 2 kere geçti. O yüzden büyük bölge abisi deyince 30 evden sorumlu olan kişi de anlaşılabilir tüm Marmara’dan sorumlu olan kişi de. Türkiye’nin 7 coğrafi bölgesi aynı şekilde cemaatte de vardır başlarında da Türkiye abisi vardır. Peki Türkiye abisi kim? Böyle biri var mı? Türkiye abisi Gülen’dir. Bu durumda otomatik olarak 7 büyük bölge abisi sürekli ABD’ye gidip Gülen ile görüşmesi gerekir. Belki de gerçekten Türkiye abisi diye bir kişi vardır, bilemiyorum. Çünkü size sadece 1 tane piramit yapısını anlattım, daha bunun gibi 200 tane piramit var bu da 200 tane Türkiye abisi demektir.
Örnek: X Bölgesi- Acıbadem Mahallesi Büyük Bölgesi - Üsküdar Eyaleti - Anadolu Yakası İli - Marmara Bölgesi Büyük Bölgesi gibi. Tabi bu sadece bir tane piramittir ve bu sadece üniversite öğrencileri ve abi evleriyle ilgili işlere bakarlar, onların hiyerarşik örgütlenmesidir. Şekil 1’de küçük bir eyalet örneği vardır, aynı o eyalet karesinden yan yana 3-4 tane koyarak İl’i, il karesinden de 3-4 tane yan yana koyarak Marmara büyük bölgesini oluşturabilirsiniz. Üniversite öğrencileri sadece büyük bölgedeki insanları tanır, iki büyük bölgedeki insanlar birbirini tanımaz ayrıca birbirlerine mesafe olarak da uzaktırlar.
Kadınların nasıl örgütlendiği konusunda bir fikrim yok, erkeklere paralel her piramit onlarda da olacak diye bir kural yok. Elbette ki abla evleri olduğu için onlarında asıl büyük piramidini bölge hizmetleri piramidi oluşturuyor. Ama bu piramit erkeklerinki gibi Gülen’e kadar uzanmıyor işte kadınların da ev ablası, bölge ablası, büyük bölge ablası var ama üstü var mı bilmiyorum. Yani kadınlar için çok üst rütbeler yok, başlarındaki en yetkili kişi il ablası olabiliyor ve o da kocasına bağlı oluyor büyük ihtimal. %100 eminim kadınların öyle Marmara büyük bölgesi talebe hizmetleri kadın imamı gibi bir ablalarının olmadığına o kişinin de gidip Gülen ile görüşmediğine. En fazla il abisinin eşi kadınların il sorumlusudur, o da eşine rapor verir. Aynı zamanda kadının itiraz edeceği merci de kocası oluyor ve kadınlar alınan kararlara ortak bile olamıyor, çünkü kararları Gülen ve onla konuşan 7 bölgenin abisi alır ve hepsi de erkektir. Kadınlar bu düzeni nasıl sorgulamamış bir fikrim yok, düzenden haberleri olduklarını da düşünmüyorum. Abla senin ablanın ablası kim en son Gülen ile görüşen biri var mı diye düşünmüyordur kimse. Yani Türk geleneği kadının ablası kocasıdır 😑 , (Welcome to 21.yy Müceddidi (!) Gülen’in sisteminde kadına biçilen yere, müthiş(!) bir İslam yorumu…)
En ufak yapıyı incelediğimiz de 5-10 tane evin birleşimine bölge diyorduk. Peki bölgede hangi abiler vardır? Öncelikle her evin bir tane imamı olur, ayrıca bir tane de bölge imamı olur. Bunların dışında bölge talebe mesulü (BTM) olur. Bölge üniversite öğrencileri mesulü (BÜM) olur. Bölge orta okul talebeleri mesulü olur (BXM). Bölge lise talebeleri mesulü olur (BXM). Bölge temizlik mesulü olur. Bölge Mezun mesulü olur. Peki niye bu kadar görev vardır ve bu kişiler ne yaparlar? Bölgenin iki tane baş abisi olur BTM (bölge talebe mesulü) ve Bölge imamı. Bu ikisi ayrı piramit içinde yer alır. Ne demek mi istiyorum? BTM’nin bir üst abisi BBTM (Büyük Bölge Talebe Mesulü)’dir. Bölge İmamının bir üst abisi ise Büyük Bölge İmamıdır. Şimdi aklınıza 2 tane piramit gelebilir. Bu 2 piramidin de en tepesinde Gülen vardır. BTM’nin piramidini Kara Kuvvetleri, Bölge İmamının piramidini Hava Kuvvetleri gibi düşünebilirsiniz, sonunda her şey Genelkurmaya bağlanır. Ve silsile halinde bir hiyerarşi vardır. Peki piramitler arasında bir hiyerarşi var mıdır? Mesela bölge imamı BTM’nin üstünde midir? Ona iş verebilir mi? Evet verebilir, bölge imamı’nın piramidi daha üstündür. Başka kaç tane daha piramit vardır? Bölge orta okul talebeleri mesulü olur (BXM), mesela bunun da Gülen’e kadar giden bir piramidi vardır. Bu piramit de BTM piramidinin altında bir yerde yer alır, yani BTM, BXM’ye iş verebilir. Yani hem yan piramitten hem de kendi piramitlerindeki kendilerinin üstündeki kişiler onların amiri gibidir. Yani bölgedeki her farklı iş için bir piramit mevcuttur ve her piramidin kendi arasında hiyerarşisi vardır. Görünürdeki diğer yüz olan dershaneler ve okullarda büyük ihtimal öyle piramit şeklinde okul müdürü, genel müdür, Marmara bölgesi Müdürü vs. şeklinde örgütlenmiştir. Onlarda piramittir ve Gülen’e bağlıdır.
Askeri düzen gibi bir kışla disiplini görüntüsü verse de pratikte BTM vardır ve ona yardımcı olan ondan bir yaş küçük olan diğer BXM’ler. İnsanlar işleri yaparken bir piramidin en tabanında olduğunu bile bilmezler. Sadece kendilerinin bir üstü olan abiyi bilirler onla toplantı yaparlar.
Burada akılları şu karıştırabilir, imam piramidini en önemli piramit değil mi? Gazetelerde falan sürekli imamlara vurgu yapılmıyor mu? Öncelikle imamlar esnaflara sohbet veren ve parayı kontrol eden kesimdir. Ve bunları herkes bilir. Bu piramit niye önemli bir fikrim yok, bölge imamı ve büyük bölge imamı dediğimiz kişiler de öğrencidir, 10-15 esnaftan oluşan grupları vardır onlara sohbet verirler, başka bir işleri yoktur. Esnaflardan gelen paranın da %90’ını üstündeki abiye aktarır, kalan %10’luk para da öğrenci evlerinin ihtiyaçlarına kullanılır. Ama eyalet imamları öğrenci olmaz, hatta büyük bölge imamı bile öğrenci olmayabilir, maaşlı evli çalışan biri olabilir. İleriki kısımlarda çift görev yapma durumunu anlatacağım. Eyalet imamları ve onun üstündekiler çünkü çift görev yapabilir, o yüzden kritik olabilirler. Gazetelerde resimleri çıkanların hepsi il imamıdır. Konsept olarak bölge imamı ve büyük bölge imamı öğrenciyken, iş il imamı ve üstünde diğer tüm piramitleri kontrol eden kilit kişilere dönüşebilir. Ama acıbadem mahallesi büyük bölge imamını düşündüğümüzde, bir tane esnaf grubuna sohbet verip para toplamak dışında sadece öğrenci evlerinin işleriyle ilgilen biri çıkar ortaya. Diğer meslek gruplarıyla bir ilişkisi ve teması yoktur.
Tabi ben böyle anlatınca Vovvv! Örgüte bak diyebilirsiniz, ama pratik öyle değildir. Bölge ve Büyük bölgedeki herkes üniversite öğrencisidir ve en büyüğü 4. sınıf öğrencisi ya da Hizmet için safça okulunu bilerek 2 sene uzatmış 4. sınıf öğrencisidir. Bunların hiçbiri cemaatten maaş almaz ve maaş için bu işleri yapmaz. Yani burada göreceğiniz en küçük öğrenci üniversite 1. sınıf ya da hazırlıktır. En büyük öğrenci de 4. sınıftır. Bunların da yapabileceği en büyük görev de büyük bölge imamlığı ya da büyük bölge talebe mesullüğüdür. Eyalet abileri de genelde yüksek lisans öğrencisi falandır, onlar evli olabilir hizmetten maaş da alabilirler.
Yani amir ilişkisi gibi bir örgütlenme olsa bile öyle değildir. Mesela Marmara coğrafi bölgesi talebe mesulü olan kişi büyük ihtimal 40 yaşın üstü, cemaatten maaş alan, çoğu şeyi bilen biridir ve bu kişi altındaki il abisine devlet hiyerarşisindeki gibi emir verebilir, onun maaşını kesebilir, onu sürgün edebilir. Ama bizim olayımızda 4. sınıf büyük bölge talebe mesulü, 2. sınıf bölge talebe mesulüne emir veremez. Ona karşı hiçbir yaptırımı yoktur, kavga ederler birbirlerine bağırırlar ancak. İkisi de cemaati zerre kadar bilmez. Bölge talebe mesulü ben yapmayacağım bu işi al kendin yap derse, anca öyle bir kopma yaşanabilir.
Ahmet
1 Yorumlar
Eh.. Verilen bilgilerin %70'i dogru sayilir. Ama soz konusu cemaat oldugunda kesinlikle soyle olmaz boyle olmaz, o ona sunu diyemez, bu buna sunu yapabilir demek cok mantikli degildir. Orgutlenme bicimi de sehirden sehire degisebilir, farkliliklar arzedebilir. Sonucta son derece pragmatik ve organik buyuyen bir olusum bu. Ihtiyaca gore sekil alir. Turkiye abiligine gelince. Turkiye abisi vardir. Hatta, yazarin tabiriyle, her piramidin bir Turkiye mesulu vardir. Ve gider dogrudan Pensilvanyaya hesap verir. Ama onunla birlikte, duruma ve ihtiyaca gore 7 bolge abisi, ya da himmet hacimlerinin buyukluklerine gore eyalet abileri de Pensilvanya istisarelerine, programlarina katilabilir.
YanıtlaSil