Header Ads Widget

test banner

Irkçılık

Irkçılık bir bakıma ilk günah diyebiliriz. Çünkü İblis Allah’ın (cc) emrine “Ben çamurdan yarattığına secde eder miyim?” (İsra, 61) diyerek karşı gelmişti ve bundan ateşten yaratılan kendi türünü, çamurdan yaratılanlara üstün gördüğünü çıkarabiliriz. Tarihte olduğu gibi bugün de bizim—ve aslında dünyanın—en büyük problemlerimizden birisi ırkçılık.

Irkçılık Vikipedi’de şöyle tanımlanıyor: “Irkçılık genel olarak çeşitli insan ırkları arasındaki biyolojik farklılıkların kültürel veya bireysel meseleleri de tayin etmesi gerektiğine ve doğal sebeplerle bir ırkın (çoğunlukla kendi ırkının) diğerlerinden üstün olduğuna ve diğerlerine hükmetmeye hakkı olduğuna duyulan inanç veya bu değerleri kabul eden doktrindir.” Hepimiz bu derecede ırkçı olmayabiliriz, ama değişik derecelerde olan—ve bazen farketmediğimiz—ırkçılıklarımızın varlığını da kabul etmeliyiz.

Spesifik örnekler üzerinden devam edelim. Mesela Türkiye halkından Türk asıllı olanlar içinde sıklıkla görülen özellikle Kürt’lere ve Arap’lara olan ırkçı bakış yadsınamaz boyutlarda. Bunlardan bazıları zaten çok açıkça belirtiliyor ve bazı söylenen şeyleri buradan yazmak bile bana ayıp geliyor. Bir de daha gizli olanları var. Mesela “Yanlış anlama benim sevdiğim Kürt arkadaşlarım da var, ama…” diye başlayıp sonra Kürtler hakkında genelleme ile bir ufak eleştiri yapma. Veya Kürt aksanı ile konuşan birisine karşı hafif burun kıvırma. Veya bir Kürdün bir başarısına şaşırma. Veya espiri diye Kürtler hakkında kötü bir cümle kurma, sonra bunun bir espiri olduğu için problemli olmadığını savunma. Veya Kürt’ler de iyi ama, şu veya bu sebep yüzünden bizim onlara “abilik” yapmamız lazım gibisinden argümanlar. Veya Kürtler genelde iyi ama içlerinde bazıları var ki deyip bu bazıları hakkında genelleme yapma. Liste uzayıp gider.

Bir insanın doğarken seçemediği birşey için onu eleştirmek, onu kötü veya aşağı görmek ne kadar insafsızca bir tavır aslında. Asıl problem insanları yaptıkları ile değil, seçemeyip üzerlerinde bulundurdukları şeylerle değerlendirmek. Bazı ırkçılara sevmedikleri ırktan insanlar ağızlarıyla kuş tutsa onlar için bir değeri olmaz. Bazı daha az ırkçılar ise diğer ırktan olanlara bir önyargı ile başlarlar iletişime, karşısındakinin çok efor sarfetmesi gerekir o önyargıyı kırabilmek için. Hafif ırkçılık taşıyanlar ise farkında olmadan haksızlık yapanlar diğer ırktan olup muhatap olduklarına; mesela düşük beklentiler taşırlar veya kendi ırklarından birisine gösterecekleri sevgiyi ve saygıyı tam olarak göstermezler muhataplarına.

En az ırkçı olduğumuza inananlarımız bile bir miktar ırkçılık taşımaktalar içinde. Bu konuda kendimizi geliştirmemiz lazım, bütün insanları ilk bakış olarak (yaptıkları şeylerle değişebilir tabii ki bu düşünce) kendine en değerli insan kadar sevebilmeye gidinceye kadar yolu var bu ırkçılık kırıntılarını bitirmenin. Bu seviyeye hangi birimiz ulaşabilmiş durumdayız? Hangimiz karşımızdaki insanın görünüşünden, kıyafetinden, aksanından etkilenmeden başlayabiliyoruz iletişime?

Belki bazılarımıza biraz abartı gelebilecek olan yukardaki küçük ırkçılık olarak tanımladığım şeylerin aslında küçük olmadığını anlamak için en güzel yol empati kurmak. Düşünün yabancı bir ülkedesiniz ve aslında fena konuşmadığınızı düşündüğünüz o yabancı dildeki konuşmanızı duyan birisi aksanınızdan dolayı biraz yukardan bakmaya başlıyor size ve hatta olduğunuzdan daha az zeki imişsiniz gibi davranmaya başlıyor. Kendinizi kötü hissetmez misiniz? Veya başına başka bir Türkle geçen kötü deneyimden bahsediyor ve sizde böyle tipler çok mu diye soruyor? Veya soğuk davranıyor, belki biraz burun kıvırıyor. Veya size öğüt vermeye başlıyor sizin ondan daha az bildiğinizi varsayarak. Veya farkına varıyorsunuz o kişiye kendinizi ispatlamak için baya efor sarfetmeniz lazım. Üzerinde biraz düşünürseniz aslında bu küçük şeyler çok küçük olmadığına kanaat getireceksiniz.

Benim bu yazıda muhatap aldıklarım çok ırkçılar değil zaten. Onları ikna edemem. Muhatap olarak az seviye veya çok az seviyedeki ırkçıları alıyorum (kendimi de o kategorilerde görüyorum). Bizim kendimizi geliştirmememiz çok önemli. Her az farkında olarak veya hiç farkında olmadan yaptığımız ırkçılık, bir küçük on yargı, bir moral bozucu küçük kusur karşımızdakine yaptığımız büyük bir haksızlık. Irkçılığımızı azaltarak bu yaptığımız haksızlıkları bitirmeye çalışalım.

Vesselam,

-İsa Hafalır

Not: Bu yazı ilk olarak 9 Eylül 2018'de ortakiyi.com web sitesinde yayınlanmıştır.
author

"Sorumluluk Reddi" Konusunda Önemli Bilgilendirme:

Münferit Fikir Platformunda yazılan tüm yazılar, aksi MFP YYK tarafından belirtilmedikçe yazarların kendi görüşleridir. MFP’nin ve platformdaki diğer yazarların görüşlerini yansıtmaz veya ifade etmez.

Yorum Gönder

0 Yorumlar